Hem ben çirkin miyim, sevgilim? Ben de insanoğluyum. Bu, senin beni bir sevmene bakar. Bak o zaman nasıl burnum düzeliyor, gözlerim mahmurlaşıyor, küt parmaklarım incelip sanatkâr parmağı oluyor, dişlerim incileşiyor.
İyi bir terzinin bize giydirdiği esvaplar yalnız vücudumuza geçmiş ve onun şeklini tadil etmiş sayılamaz. Onlar elbette maneviyatımıza da geçer ve tabiatımıza, ahlakımıza da tesirleri olması tabiidir. Onlar, görünüşe bakan insanların gözleri karşısında şeklimizi değiştirmekle talihimizi de değiştirir.
İnsanlar, birbirlerinden uzun mesafelerle ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususi boşlukları içinde dönen, hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır.
Tabii ki yok…
Ben bu kitabın varlığından Instagramda bir reels videosunu izledikten sonra haberdar oldum. (instagram.com/reel/C247TTptkH...) Nasıl yani dedim, basım hatası mı varmış kitapta? Sonradan anladım ki basım hatası değil, Ayfer Tunç’un zekice kurduğu bir basım şekliydi bu:
Tek numaralı sayfalar
Sen şimdi uçlarından kan damlayan kızıl saçlarının çevrelediği yüzün gözyaşlarınla ıslak, yatağına uzanmış, tavana bakıyorsundur Suzan. Sevmenin seni hâlâ yakıyor olmasına şaşıyorsundur. Ben de şaşıyorum.
Peyk:
1. Haber ve mektup taşıyan kimse.
2. Uydu. (gökbiliminde)
3. Bir başkasına bağımlılığı olan.
Kullanımı:
Siz bir kuyrukluyıldızmışsınız demeliydim, o da sizin peykinizmiş.
Elimizden akıp giden, karanlık, kasvetli, bizi zavallı kılarak boğan günlere yemeklerle, buğularla, kokularla, seslerle güzel bir gün süsü veririz. Kahveler içer, sigaralar tüttürürüz bunun için.