Osmanlı Tarihi

Kayı 5: Kudret ve Azamet Yılları

Ahmet Şimşirgil

Kayı 5: Kudret ve Azamet Yılları Gönderileri

Kayı 5: Kudret ve Azamet Yılları kitaplarını, Kayı 5: Kudret ve Azamet Yılları sözleri ve alıntılarını, Kayı 5: Kudret ve Azamet Yılları yazarlarını, Kayı 5: Kudret ve Azamet Yılları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
SULTAN AHMED HAN IN VEFATINDA YANINDA 4 HALİFE
Mabeyinci Mustafa,padişahın vefatından birgün önce huzurunda iken,Ahmed Han'ın odada sahibini göremediği kimselere dört defa;''Ve Aleyküm selam'' dediğini işitti.Sebebini sorduğunda Sultan Ahmed Han: ''Şu anda yanıma Hazret-i Ebubekir,Hazret-i Ömer,Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali geldiler. Bana : 'Sen , dünya ve ahiretin sultanlığını kendinde toplamışsın. Yarın Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin yanında olacaksın!' buyurdular'' cevabını verdi. Hakikaten ertesi gün vefat etti.
Sayfa 313 - TİMAŞKitabı okudu
SULTANAHMED CAMİİ-AYASOFYA
Sultanahmed Camii,Rum ve Avrupalı mimarların emsalsiz olarak övdükleri Ayasofya karşısında haşmetli yapısı ve muazzam mimari özellikleri ile inşa edilmiş olması bakımından mühimdir.Nitekim yerli ve yabancı bazı mimarlar tarafından padişahın bu mabedi Bizans'ı ve Justinianos'u geçen Osmanlı kudret ve haşmetine delil için bina ettirdiği dahi rivayet edilmektedir.Gerçekten de evvelce Ayasofya'yı inşa ettiren Justinianos,mabedin açılışında mahfeline çıktığı zaman heyecanla Hazret-i Süleyman Aleyhisselam'ın Kudüs'te inşa ettirmiş olduğu Mescid-i Aksa'yı kastedip: ''Ey Süleyman'Seni de geçtim!'' diyerek gururlanmıştı.Şimdi ise Sultanahmed Camii Justinianos'u ve Roma'yı çok geride bırakan Osmanlı kudretinin,haşmetinin,Türk-İslam mimarisinin ve insani telakkisinin zarif,fakat azametli bir abidesi olarak Ayasofya'nın karşısında yerini almış bulunuyordu.
Reklam
Halid bin Velid'in kılıcı
Murat Paşa(Kuyucu) gittiği her yerde tarikat ehli zatları bulur ve onların hayır duasını almayı en büyük bahtiyarlık sayardı. Nakşibendi tarikatine bağlılığı vardı. Her hafta Kur'an-ı Kerim'i hatmederdi. Yemen'de iken hac farizasını da yerine getirmişti. Bu sırada elde ettiği Halid bin Velid'e ait olduğu söylenen kılıcı seferlerde yanında ayırmazdı. Düşman üzerine yürümeden evvel onu kınından çıkarır, öne sağa ve sola doğru olmak üzere düşman üzerine üç defa sallar ve bunu zafer nişansi olarak görürdü
Sayfa 293 - TimaşKitabı okudu
Erdel kralı,Osmanlı hükümdarına karşı imparatorla ittifak ederek faaliyete geçtiyse de erdel'i işgal eden Avusturya kumandanı kalelere asker doldurarak özellikle Protestan olan halka karşı zalimce davranmaya başlamıştı. Protestan mezhebini kabul etmiş olan bölge halkı,Katolik Alman tahakkümü altında mezhep ve vicdan hürriyetine susamış durumdaydılar.Osmanlı idaresi altındaki din ve vicdan hürriyetini aramaktaydılar.
Sayfa 251 - TİMAŞKitabı okudu
Estergon'u Fransız asıllı bir kont savunuyordu. Bu harpte Avusturya hesabına çarpışan Dampier kontu çok meşhur bir askerdi.Osmanlı ordusu yaklaşırken,kaledeki bütün Macar askerlerini dışarı çıkardı.Çünkü 4 yıl önceki Kanije kuşatmasını hatırlamıştı.O gün Macar askerleri,Osmanlı ordusuna tek kurşun atmamışlardı.Bu duruma içerleyen Macarların kumandanı ise Lala Mehmed Paşa ile konuşmak istedi.Mehmed Paşa ile aralarında şu konuşma geçti: ''Kaleyi niçin terk ettiniz,ümidiniz mi tükendi?'' ''Ümit,Osmanlı adaletindedir,Devletlü vezir!'' ''Estergon'da ne kadar asker kalmıştır?'' ''On bine ulaşmaz!'' ''Peki,kontun maneviyatı nasıldır?'' ''Sadece etraftaki kalelerden alacağı yardıma güvenmektedir.'' gerekli malumatı alan serdar,son bir sual sordu: ''Memleketinize mi gideceksiniz,yoksa başka bir orduda parayla mı dövüşmek istersiniz?''Avusturyalılara gücenmiş olan general; ''Bizler de askeriz koca vezirimiz.Şayet izin verirseniz,bu defa dünyanın en büyük ordusuna katılmaz niyetindeyiz.Hiçbir ücret de istemiyoruz!''
Sayfa 249 - TİMAŞKitabı okudu
Osmanlı nın söğüt ağacı sevgisi
Barut bitmek üzere idi.bunu öğrenen beşinci bölük Çavuşlarından Uzun Ahmed,güngörmüş komutanına müracaat etti ve aralarında şu konuşma geçti : ''İzin verirsen paşam,biz burada kendimizde barut imal edebiliriz.'' ''Ne dersin evlat?'' "Doğru derim paşa baba...'' ''Bu nice olur?'' ''Şu söğüt ağaçlarını görüyor Musun paşam?işte onlar bizi,daha epeyce barutsuz komaz!yeter ki Mevlam seni başımızdan eksik etmesin.'' ''Ne deyim oğul...hemen Cenab-ı Hak yardımcın olsun...gayri göster kendini'' Ahmed çavuş üç günde,hakikaten bol barut elde etti.söğüt ağacının kavı ile ince kum kullanıyordu.çalışkan arkadaşları ile birlikte,bu sırrı kendisine öğreten ustasına Fatihalar okudular.
Reklam
148 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.