‘Bütün bu öteki kadınlar, onlar da kendisiyle aynı şeyi duyuyorlar mıydı? Aynı boynu eğik tutku, aynı hayat boşluğu? Duyuyorlar gibi geldi. Erkeğine aynı çaresiz tutku, dünyanın gerçekliği karşısında aynı uzaklık? Kim bilir, bütün para ve para canlılığı geriliminin, katı dağlı ahlaklarının ve korkunç dinlerinin gerisinde belki hepsi de aynı şeyi duyuyorlardı.’