Anılar... Hatırladıkça gülümseten , hüzünlendiren bazen rüyalarımızı süsleyen .
Tam yaz tadında , eğlenceli sıcak ama Kazakistan'ın soğuğunu da hissettiren bir kitaptı benim için . Yazarımız Özkan İrman(Oğuz)'ın bazen hassas noktalarina dokunan,karakterini,ailesini, dostlarını barındıran çok hoş anıları ile geldim bugün.
Öyle içten ,samimi bir anlatım ki Oğuz ve grubunda sanki ben de vardım Bir zamanlar Türklerin Anayurdu olan topraklarda gezdim . Öz Türkçe 'nin inceliklerinin yanında SSCB'nin onlar üzerindeki etkilerini gördüm .Çeşitli milliyetlerdeki farklı düşüncelerle karşılaşmak ,din ticaret ,yemek kültüründen tutunda adetlerine kadar her konuya değinen anıları ben çok severek okudum . Hatta kitap bittiğinde Zenci beyboy'un Belma'nın arkasından baktığı gibi ben de kitaba baktım .
İlk defa duydum pişirilmiş kellenin kulakları, gözü,dili neden ve nasıl kimlere pay ediliyor .
Oradaki atalarımızın izlerini Damgalı Taş'ta ben de görmüş kadar oldum .
Sarımsak ne alaka demeyin sakın ,alındıktan itibaren sürekli kaybolan sarımsağın da bir akıbeti var elbet okuyun da öğrenin Oguz'un önünden neler geçtigini .
Bilgisiz fikir sahibi olmak aslında çok tehlikeli .