Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kemalizm

Atilla Yayla

Kemalizm Sözleri ve Alıntıları

Kemalizm sözleri ve alıntılarını, Kemalizm kitap alıntılarını, Kemalizm en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürk'ü bizim adımıza her şeyi düşünmüş ve karara bağlanmış bir tarihi figür olarak takdim etmek, yanlış olmasına ilaveten bu ülkenin insanlarını aşağılayıcı bir tavırdır. Tanrı bütün insanları akıl sahibi varlıklar olarak yaratmaktadır. Her insan başta kendi kişiliği ve hayatıyla ilgili ve sonra başka konularda olmak üzere aklını kullanma, düşünme, muhakeme etme, iyiyi kötüden ayırma, karar verme ve uygulama gücüne sahiptir.Bir başka insanın bizim adımıza düşündüğünü ve her şeyi yanılmaz şekilde bildiğini ve belirlediğini ve dolayısıyla bizim bize ihtiyacımızın kalmadığını kabul etmek, Kant'ın deyişiyle,o kişi dışındaki herkesi "aydınlanmamış, vesayet altında kişiler" olarak kabul etmektir.
Düşünce ve ifade özgürlüğü genelde sandığımızdan çok daha geniş bir alanı kapsar. Düşünce özgürlüğü temel bir özgürlüktür. Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı yerde toplumsal gelişme gerçekleşmez. Bununla bağlantılı olarak vurgulamması gereken bir şey, medeni toplumlarda din özgürlüğünün olması gerekliliğidir. Din özgürlüğü, devletin dinler karşısında tamamen tarafsız olmasını veya maksimum anlam- da tarafsız olmasını gerektirir. Dindarların negatif ayrımcılığa tabi tutulmamasını gerektirir. Dinin gerektirdiği şeyleri yerine getirmenin serbest olmasını icap ettirir. İnançları yaşamak, dışa vurmak,yaymaya çalışmak, kültürel hayat ve eğitim yoluyla aktarmak da din özgürlüğü kapsamında düşünülmesi gereken şeylerdir.
Reklam
Bir ülkede demokrasinin tekniklerini teşvik etmek o ülkeyi demokrasi yapmaya yetmiyor.Bir ülkede demokrasinin yerieşebilmesi için mutlaka liberal değerlerin yerleşmiş olması, yaygınlaşmış olması gerekiyor. Bu gerçek açısından bakıldığında Türkiye'nin, Türkiye demokrasisinin temel problemüıin ne olduğunu galiba çok rahat teşhis edebiliriz. Demokrasi tartışmalarında ihmal edilen bir diğer konu da piyasa ekonomisi ile, özel mülkiyet,demokrasi arasındaki kopartılamaz ilişkidir. Sözü uzatmaya gerek yok. Dünya tarihi piyasa ekonomisi adını verdiğimiz sisteme veya buna yakın bir sisteme sahip olmayan tek bir demokrasi görmemiştir. Piyasa ekonomisi elbette demokrasinin yeterli şartı değildir. Ama gerekli şartıdır. Bir yerde piyasa ekonomisinin olması demokrasiyi garanti etmez. Ama olmaması demokrasinin olmayacağını garanti eder.Bu çerçevede de özel mülkiyete bilhassa dikkat etmek mecburiyetindeyiz. Özel mülkiyet özgürlüğün garantörüdür. Özel mülkiyetİn korunamadığı bir yerde özgürlüğün korunması hayaldir. O yüzden, bir ülkede sadece seçmen yaşının veya seçilme yaşının aşağıya çekilmesi değil, özel mülkiyetİn yaygınlaştırılması da demokrasinin güçlendirilmesi demektir Keza, piyasa ekonomisinin varlığı bugün demokrasinin gerekleri arasında saydığımız sivil toplumun ortaya çıkması için de elzemdir.
Bir toplumsal azınlığa tekabül eden Kemalistlerin başkalarını kamu zoruyla kendine benzetmesi nasıl yanlış ve ahlak dışıysa nitelikleri ne olursa olsun başka bir azınlığın veya çoğunluğun {muhafazakar, dindar, Müslüman vs.) bunu yapması da yanlış ve ahlak dışıdır. İşte meselenin özü buradadır. Kemalist- ler de, onlara muhalif olanlar da medeni, özgürlükçü, demokratik bir sistemde iktidar odaklarının yapabileceğinin sınırları olduğunu ve bu sınırların insan hak ve özgürlükleri tarafından çižileceğini anlamalıdır. Hiçbir dini-fikri pozisyon ve hiçbir toplumsal özellik bir kesimi diğerlerine otomatikman üstün veya diğerlerinden otomatikman aşağı yapmaz. Demokratik devlet ancak böyle bir siyasi ve toplumsal felsefe üzerine kurulabilir ve her vatandaşın siyasal itaatini ancak bu niteliğe sahipse haklı olarak talep edebilir.
(...) Kemalistlerin bu tavrı müminlerinkilerle büyük benzerlik göstermektedir. Dinler halk katında genellikle ritüellere, sembollere, işaretlere, kerametlere indirgenir. Bu tür şeyler açısından Kemalistlerle sıradan Müslümanlar veya Hristiyanlar arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. Bazı Müslümanların koyunun kürkünde, arının peteğinde, karpuzun
Bilim her zaman ve her konuda gerçeğe ulaşmaya yetmemektedir. Bazı konular bilimin ilgi alanına girmediği gibi, bilimin kendisinin kuruluşu ve işleyişi de gerilim ve çelişkilerle doludur. Bilimsel paradigmaların ilerleyişi ve bilimin bilim olduğunun tespit edilişiyle ilgili teoriler bize sırf bilime dayanan bir beşeri hayatın olamayacağını göstermektedir. Nitekim olamamıştır da. O yüzden "bilimsel hayat" türü laflar anlamsız ve saçmadır. Kaldı ki, sosyal bilimlerin bilim olup olmadığı bile tartışmalıdır. Fen bilimlerinden sosyal bilimler için çıkarılabilecek çok az ders vardır. Fen bilimlerinin malzemesinin bilimsel araştırmaya elverişliliğini sosyal dünyaya taşımaya çalışan kimseler ya Comte gibi saçmalamış veya Marx gibi canavarlığa yol açacak bir zemin hazırlamışlardır. Bilime dayanarak özgürlüğü, adaleti açıklayamaz, ahlak kuralları geliştiremez, en iyi yönetim biçiminin ne olduğu ve kimin yönetmesi gerektiği gibi sorulara cevap bulamayız. O yüzden, Atatürk'ün bize bilimi ve aklı miras bıraktığını söylemenin zannedildiği kadar kuvvetli bir anlamı ve değeri yoktur. Nitekim bu sloganımsı sözü takip eden başka bir söz veya açıklama da yoktur. Yani, bu söz, her ne ifade ediyorsa, başladığı yerde bitmektedir.
Reklam
Devlet adamlarının konuşma ve icraatlarında, açık veya örtülü, doğrudan veya dolaylı olarak elbette çeşitli fikirler bulunabilir. Bu hemen hemen her ülke ve her tarih dilimi için doğrudur. Ancak kendilerine ait bazı fikirlere sahip olmaları veya başkalarına ait fikirleri tekrarlamaları yahut kullanmaları, devlet adamlarının fikir sistemi geliştirdiğini göstermez. Öyle olsaydı, sayıları binlere ulaşan devlet adamlarının adıyla anılan binlerce fikir sistemi olması gerekirdi. Tarihte iz bırakmış önemli bir askeri ve siyasi lider olarak , Atatürk, kuşku yok ki, çeşitli fikirlere sahipti. Bu fikirlerin bir kısmını sözlerinde bir kısmını icraatlarında yansıttı. Ama bu fikirlerin çoğu ondan önce ve başkaları tarafından geliştirilmiş fikirlerdi. Pozitivizmi, cumhuriyet fikrini, modernleşme fikrini icat edenin Atatürk olduğuna dair bir kayıt ansiklopedilerde yer almamaktadır. Başka bir deyişle, Atatürk bir fikir sistemi kurmuş veya bir fikir sistemine katkıda bulunmuş olan bir kişi olmaktan ziyade bir fikir kullanıcısıydı. Atatürkçü düşünce sistemi diye bir şey hiçbir zaman onun tarafından yaratılmadı.
Tanımlama sorunundan sonra, benim Kemalizmin sistem içindeki yerine itirazımın ana sebebine gelmek istiyorum. Bu sebep, M. Kemal'in yapıp ettiklerinden ve söylediklerinden bağımsızdır ve herkesi ve her dönemi bağlaması gereken genel bir ilkeye dayanmaktadır. Ben, bir faninin, yani bir insanın, bir ülkede, kendinden sonra gelen bütün insanların
(...) Ancak Türkiye'de cumhuriyet fikri muazzam derecede abartılmıştır, halen de abartılmaktadır. Bu abartma çabaları, siyasal sistemlerle ve bu sistemlerin meziyetleri ve kusurlarıyla özel olarak ilgilenmeyen insanların yanıltılmasına yol açabilmektedir. Cumhuriyet fikri ve tatbikatı ne sadece 20. yüzyılda ne de sadece Türkiye topraklarında
Bugün ifade özgürlüğünden ve azınlıkların korunmasından bahseden Kemalist gazeteciler geçmişte yıllarca bunu yapmamış, ancak kendi hakları ihlâl edilince bağırmaya başlamıştır.
Sayfa 93 - Liberte YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ölmüş bir kişiyi unutturmamanın, devamlı olarak birbiri peşisıra gelen bir sürü neslin gündeminde tutmanın yolu, onu bir bakıma insan olmaktan çıkarmaktan, yani insan üstü bir konuma taşımaktan geçer. Nitekim, Türkiye'de Atatürk'le ilgili olarak yapılan da budur. Bu yüzden, Kemalizm bir dine dönüşmektedir.
Sayfa 52 - Liberte YayınlarıKitabı okudu
Mehmet Altan, "Kemalizmde demokrasi yok; ama demokraside Kemalizme yer var" derken haklıdır.
Sayfa 88 - Liberte YayınlarıKitabı okudu
"Kemalizmin ciddi eleştirilere konu yapılmasının sebebi, abartılması, yüceltilmesi ve günümüzdeki baskıcılığın meşruluk temeli haline getirilmek istenilmesidir."
Sayfa 62 - Liberte YayınlarıKitabı okudu
... Kemalist çevreler, hep başkalarını suçlamak yerine, projektörlerini, evet, aklın, bilimin ve medenî değerlerin ışığında kendilerine çevirmelidir.
Sayfa 65 - Liberte YayınlarıKitabı okudu
Bazı Müslümanların koyunun kürkünde, arının peteğinde, karpuzun çekirdeğinde "Allah", "Muhammed" yazılarını arayışı gibi, bazı Kemalistler de dağların gölgesinde Atatürk'ün siluetini, kaya parçalarında Atatürk'ün suretini aramaktadır.
Sayfa 43 - Liberte YayınlarıKitabı okudu
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.