Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kemalizm Terakkiye Manidir

Hakan Albayrak

Kemalizm Terakkiye Manidir Gönderileri

Kemalizm Terakkiye Manidir kitaplarını, Kemalizm Terakkiye Manidir sözleri ve alıntılarını, Kemalizm Terakkiye Manidir yazarlarını, Kemalizm Terakkiye Manidir yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
64 syf.
9/10 puan verdi
Kemalizm Terakkiye Manidir
Kemalizm Terakkiye Manidir
Hakan Albayrak
Hakan Albayrak
Kitap bir şahıs değil, ideolojisi ve toplumda birlikte yaşadığımız bu ideolojiye bağlı insanların tutarsız, tenakuz dolu hareketlerini eleştiriyor. Örneğin bugün burada bile görüyoruz 1919-1922 arasında din, şeriat için yapılan hatta çok öne sürdükleri Balıkesir hutbesinin de olduğu milli mücadele dönemini ölümüne savunup da, söz konusu İslam olunca düşman olanlar bunu günümüzde net görüyoruz bu bir çelişkidir. İşte yazar Hakan Albayrak'ta bu gibi çelişkileri yazarak Mustafa Kemal Paşa'nın şahsını değil de, gerektiği zaman şahsını bile dışlayan Kemalizm ideolojisi ve ona mensup çelişki dolu insanları eleştiriyor. Türkiye'de yaşayan topluma net bir bakış açısı sunuyor ve kendi baktığı pencereden de haklı çünkü zira Kemalistler kendileri ile çelişen insanlar ve bu çelişkilerini herkese, topluma yayıyorlar...
Kemalizm Terakkiye Manidir
Kemalizm Terakkiye ManidirHakan Albayrak · Vadi Yayınları · 200448 okunma
Hep "teokratik" rejimlerin "despot"luğundan bahseder, her fırsatta Osmanlı'ya söver ve cumhuriyetin "fikri hür, vicdanı hür nesiller" yetiştirdiğini ileri sürerler. Gelin görün ki, "teokratik" Osmanlı'da kimse Müslüman olmaya zorlanmazken, laik Kemalist sistemde "Ulu Önder''e inanmamak suç sayılıyor.
Reklam
Bir yandan "bilim" dediler, "aydınlanma" dediler, öbür yandan bilime ve aydınlanma ideolojisine taban tabana zıt bir maneviyat alanı (!) oluşturdular. Haşa "Kabe Arap'ın olsun, bize Çankaya yeter", "Atatürk'e Mevlit", "Atatürk'e Tekbir" gibi şiirler yazdılar, heykellere kutsiyet atfettiler, "Ata'ya dilekçe" gibi tuhaf gelenekler ihdas ettiler (ölülerin dilekçe okuyup gereğini yapmaları hiç ama hiç bilimsel olmadığı halde!); hülasa, Mustafa Kemal kültüne dayanan bir nevi kilise kurdular. Teokratik mentaliteli laiklerle karşı karşıyayız. Mustafa Kemal'i ilah gibi, ilke ve inkılaplarını da din gibi görüyorlar. "Atatürkçü olmayanlar insan değildir" diyorlar. Herkesi "Atatürkçü" yapmak için ana okulundan başlayarak mütemadiyen tebliğ(!)de bulunuyorlar. Tebliğ(!) faaliyetleri o kadar etkili oluyor ki, bazı çocuklar haşa "Bizi Atatürk yarattı" diyebiliyor (Mesela benim kızımın gittiği ana okulunda öyle bir çocukcağız var).
Bir Kemalist, Kemalizm'i "Batı'ya rağmen Batılılaşmak" diye tarif ediyor; "Batılılar gibi olacağız, öyle ki bizi kendilerinden sayacak ve artık bize saldırmayacaklar" diyor. İyi de, biz kimiz? Bizi biz yapan ne? İslam değil mi? İslam Medeniyeti değil mi? Bizi biz yapanı terk edersek biz olmaktan çıkmaz mıyız? Bizi biz olmaktan çıkararak koruma gayreti neyin nesidir? Yaman çelişkilerin haddi hesabı yok Kemalizm'de.
"İçtihat kapısının kapalı olması"ndan dem vurup İslam'ın terakkiye mâni olduğunu ileri sürüyorlar ya... Çıldırıyorum! 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe zamanı durduran biz miyiz? Din değil ama Kemalizm kesinlikle terakkiye mâni
Kara Kuvvetleri'nin 2000 küsûr yaşında olduğu kabul ediliyor... Jandarma ve Polis Teşkilatı'nın Osmanlı'dan miras kaldığı ifade ediliyor... Osmanlı devletinin kuruluşu ve İstanbul'un fethi Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından kutlanıyor... Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş spor kulüpleri Osmanlı İmparatorluğu'ndan yadigar... Cumhuriyetle Osmanlı arasındaki bağları inkâr etmek ne mümkün? Osmanlı kurumlarına sahip çıkarken Osmanlı'yı yok saymak ne mümkün?
Reklam
Mutlak doğruya itibar edilmediği, Allah Teala'nın buyruklarına boyun eğmeye yanaşılmadığı için işler karışıyor. Kaosa sürükleniyor insanlar. Herkes birbirine giriyor. Hiçbir işin içinden çıkılamıyor. "Derin devlet" belki höthütleriyle "gerici"leri "hiza"ya sokuyor, ama ne fayda?! Nesiller gidiyor, istikbal gidiyor, birbirinin avret mahallini kollamaktan başka bir şey yapmıyor zamane gençlerinin kahir ekseriyeti. Ha, bir de okul-dershane-üniversite sınavları, manken seçmeleri ve popstar yarışmalarında birbirlerine karşı "başarı" kazanmaya, birbirlerini yenmeye, birbirlerini ezmeye, birbirlerini saf dışı bırakmaya çalışıyorlar...
Alemlerin Rabbi Allah'a isyan etmiş insanların beşeri otoritelere isyan etmelerini kim, nasıl engelleyebilir? "Kamu vicdanı" edebiyatı niye sapık, cani, seri katili ve fakat karizmatik Hollywood kahramanlarından daha cazip olsun? Madem din yok, mukaddesat yok, öyleyse ahlak da yok değil mi? Din olmadan kime, hangi ahlakı, ne yüzle dayatacaksınız? Arsızlık kötüdür, hırsızlık kötüdür, katillik kötüdür diyecekseniz, bunu ne adına söyleyeceksiniz? "Atatürk İlke ve İnkılapları" adına mı? Sözünüzü niye dinlesinler sizin? Siz kimsiniz? Nihayet beşer değil misiniz? "E, ben de beşerim" diyor karşınızdaki, "Senin sözüne karşı benim sözüm, hodri meydan!"
"Hak ve batılın, haram ve helalin, iyi ve kötünün, doğru ve yanlışın "göreceli" sayıldığı bir toplumda çocuk pornosu, satanizm ve "Hannibal" hayranlığı dahil her melanetin önü açıktır. Din yüreklerden bir kere sökülüp atıldı mı, laik mantalite topluma bir kere hâkim oldu mu, "herkesin doğrusu kendine" anlayışı bilinçaltlarına bir kere yerleşti mi, hiçbir devlet baskısı insanları ahlaksızlaşmaktan alıkoyamaz."
Dinin hükümran olmadığı yerde ahlaksızlığın toplumsal müeyyidesi yoktur. Olsaydı, şu dehşet verici manzarayla karşılaşmazdık: Türkiye'de kürtaj olma yaşı 18'in altına düşmüş durumda. Psikiyatrist Dr. Gıyasettin Ekici, bunun nedenlerini Küreselleşmenin yanı sıra, magazin programlarının bu kadar yoğun olması, kişiliği yeni şekillenen ergenlerin, bayatın önemli değerlerini bir kenara itmesine neden oluyor. Ergenler, ünlüleri kendilerine her yönüyle örnek alıyorlar' diyerek açıklıyor. Cinselliği yaşama yaşının düşmesinin toplumsal sorunlara yol açacağını ifade eden Ekici, 'Benim gözlemlerim şu iki sonucu ortaya çıkarıyor: Birincisi, ergenler cinselliği çok rahat yaşıyorlar. İkincisi, okulda derslerden çok 'Kim ne giymiş, kim nasıl görünüyor, kim kiminle çıkıyor?' gibi farklı konularla ilgileniyorlar. Bunlar geleceğimiz açısından bir tehdit oluşturuyor. Çünkü yeni nesil, yüzeysel düşünen, cinselliğe indirgenmiş bir hayatı yaşayan insanlar olarak yetişiyor...
Reklam
"Kamusal alan"dan kovulan Din, vicdanlardan da kovulmaya başladı. Bidayette siyasi bir düzen olan laiklik, 'toplumsal mentalite'ye dönüşüyor. 'Ayıptır, günahtır' gibi ikazlar pek umursanmıyor artık. Gündüz vakti sokak ortasında bağıra bağıra fuhuş propagandası yapan bir travestiye "ayıp oluyor" diyecek olmuştum da, kadınadam bana istihzayla bakıp "Ne yani, paramı sen mi vereceksin?" demişti. Öyle ya; ahlaki değerlerin serbestçe tartışılabildiği, ama maddi menfaat ve zevkleri tartışmanın "kişilik hakları"na tecavüz sayıldığı bir 'ortam'da yaşıyoruz.
"Ne İslam bukukunu kökten kaldıran Arnavutluk, Yugoslavya ve Türkiye'de, ne de onu yavaş yavaş değiştiren Arap ülkelerinde Batı'dan alınan kanunların yeni ve acil ihtiyaçlara cevap bulmak üzere alındığı söylenebilir. Bütün bu ülkelerde İslâm bukukunun birçok noktalarda yeterince işlenmemiş olduğu, tatbikatta birtakım güçlükler yarattığı muhakkaktır; fakat Batıcı modernistlerin bu ihtiyaçları karşılamaktan ziyade, ihtiyaç gerekçesine dayanarak bütün bir hukuk inkılâbını ve o vâsıtayla topyekün kültür değişmesini gerçekleştirmek niyetiyle hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Bu niyeti belirten en iyi delil ise, iktibâs edilen Batı kanunlarının o ülkelerde gerçekten inkılâp tesiri yapması, yani halkın çoğunluğu tarafından istenen neticelerden ziyade bir inkılâpçı azınığın emellerini tatmin etmiş olmasıdır. Bu ülkelerde tercüme edilen kanunların dayandığı cemiyet tipi ile, alıcı cemiyetin bünyesi arasında bugün bile doldurulamamış bir boşluk vardır."
Erol Güngör
Erol Güngör
İslamın Bugünkü Meseleleri
İslamın Bugünkü Meseleleri
Evet ben inanmıyorum diyenin cenaze namazı kılınmamalı.
Dinozor namıyla maruf eski tüfek komünistlerden
Mina Urgan
Mina Urgan
ebediyete intikal etti. Toprağı bol olsun, sevenlerinin başlarıcsağ olsun. Mina hanım için cenaze namazı kılınması bazı dava arkadaşlarını üzmüş. Dinsizliği seçen ve bunu çok önemseyen bir insanın dini usullerle uğurlanması doğru değildi onlara göre. Ben de o kanaatteyim.
Altını çizerek belirtmek isterim ki, konu, Mustafa Kemal'in şahsı değil, mevcut Kemalist zihniyet.
Oysa Kemalizm'in ne Mustafa Kemal'in kişiliğiyle bir ilgisi vardır ne de millî mücadeleyi yürüten ve Cumhuriyeti kuran iradeyle. Zaten Atatürk'ün ölümünden sonra icat edilmiş bir din Kemalizm.
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.