Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hepimiz Hiçiz

Kendiliğinden

İbrahim Üstündağ

Kendiliğinden Sözleri ve Alıntıları

Kendiliğinden sözleri ve alıntılarını, Kendiliğinden kitap alıntılarını, Kendiliğinden en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İdeolojilere kendisini fazlasıyla kaptıran insanların ortak özelliği; kendilerini aydınlanmış, kendi fikirleri dışında kalan tüm insanların uykuda ve cahil olduklarını düşünmeleridir. Bu yaptıklarının ismi dogmatiklik, kendilerinin bulunduğu konum da zihhinsel kölelik değil de nedir?
Reklam
Kitleler böyledir. Birinin ayağı kayıp düştü mü, bundan gizli bir haz duyarlar. Onların vicdanını ilgilendiren tek şey, bu düşenin kendileri olmamasıdır. Düşen kendileri değilse, canı cehennemedir! Kendilerinden birisi olması hiçbir şeyi değiştirmez. İktidarların böyle insanları cezalandırması ise kitlelere haz verir. Tarih bu tür katliamlarla doludur. Eğer bir insan kitleler gibi giyinmiyor, onların inandıklarına inanmıyor, onların düşündüğü gibi düşünmüyor, onlar gibi korkmuyor, onlar gibi yaşamıyorsa canı cehennemedir o kişinin! Ortaçağ Avrupa'sında idam edilecek kişi kitleler önünde işkence edilerek öldürülürdü. Bu işkenceler o kadar ileriye varırdı ki kurbanın etleri kerpetenle çekilerek kopartılır, kopan parçaların içerisine erimiş reçine dökülür, bazı uzuvları kopartılıp, kollarından ve ayaklarından atlara bağlanarak, vücudu sündürülüp acı çektirilirdi. Kitleler daha fazla acı çektirmesi için suçlunun celladına tezahüratlar yaparak celladı şevke getirirlerdi. Kitle için önemli olan kendilerinin o sehpada olmayışıdır. İçlerinde vicdani bir ses duymaya görsünler hemen: "Bize niye bir şey olmuyor? O da rahat dursaydı!" diyerek vicdanlarından gelen sesleri bastırır, sustururlar. Kitleler güce tapınırlar. Sebebi kendilerinin güçsüz, aciz oluşudur. Kitlelere göre güç ve iktidar kimdeyse haklı olan odur.
Tiksindi! İnsanların iktidar için yapıp durdukları savaşları düşündü, tiksindi! Bu iktidarlara boyun eğip hiçbir şey yapmayan kitleleri düşündü, tiksindi!
Türkiye'deki sosyalist hareketler içinde bulunan insanlara bir bakın. Mutlak doğrunun kendi doğruları olduğunu savunan bu insanlar sizi örgütlemek için ellerinden geleni yapacaklardır. Fakat asıl arzu ettikleri şey, alanlarda bir kişi daha fazla olmaktan ileri gitmez. Eğer sizinle teorik olarak bir tartışma içine girerlerse, şayet teoride yetkinseniz sizinle tartışmak yerine elinize birkaç kendi yayınlarından kitap-dergi tutuşturarak tartışmayı terk ederler. Çünkü tek tek bireylerle uğraşacak vakitleri yoktur. Onlar dünyayı kurtarmak gibi düşünceleri olan, aydın ve meşgul insanlardır. Onların asıl hedefi kitlelerdir. Tek tek bireylerin sorunları ve soruları onları ilgilendirmez. Eğer teoride yetkin değilseniz, klişe birkaç sloganvari sohbet ile olayı geçiştirecek, bütün suçu sistemin üzerine yıkarak, tek kurtuluş yolunun sosyalizm olduğunu söyleyerek sohbeti bağlayıp bütün sorunlarınızın sosyalizm geldiğinde çözüleceğine sizi inandırarak sohbeti noktalayacaklardır. Cenneti bekleyerek dünya nimetlerine sırtını çeviren bir sofi nasılsa, onlara göre örgütlerin içerisindeki bir birey de öyle olmalıdır. Eğer teoriye kafa yormuyor, okumuyorsanız, iman etmeniz yeterlidir. Çünkü Karl Marx tanrıdır, işçi diktatörlüğü onun oğlu İsa Mesih, sosyalizm cennet ve sizler de seçilmiş tanrı kuzuları!
İnsan başarıya koşullanmıştı. Dışarıda yaşadığı bozuk kapitalist sistem tarafından koşullanan insan, hayatın bittiği bu betonlar arasında bile, başarı mücadelesine devam ediyordu. Başarmak! Üste çıkmak! Ki ezilmemek için! İnsan koşullanmıştı ve kaçınılmaz olan savaşını veriyordu: baş olmak savaşı. Baş olmazsa bir altı olmak. O da olmazsa bir altı. Çünkü buna koşullanmıştı. İnsanı buna koşullandıran iğrenç sistemdi.
Reklam
Neden insanların algısı bu kadar zayıf? Neden bu kadar önyargılılar? Temiz yüzlüymüşüm, ulan temiz yüzlüyüm de belki iç alemim pisliklerle dolu. Nereden biliyorsunuz? Üstelik temiz yüzlü olmayan, çirkin olan bir insana tam aksi davranacaklar. Ne lanet bir önyargı! Ne lanet bir algı! İnsanlar doğuştan bile bir statüye sahip oluyorlar. Temiz yüzlü, çirkin yüzlü diye ayrılıyorlar. Lanet olsun insanlardaki bu algıyı oluşturan sisteme.
Devrimci mücadelenin inançlılarının, özgürlüğü arzularken gözden kaçırdığı bir şey yok mu sizce? İdeolojilerin her biri bir zindandır. Her ideoloji kendi kölelerini yaratır. Bunların birçoğunun özgürlüğü arzuladığı ne büyük bir paradokstur.
İnsanlar neden ölmüş birilerinin sözlerine inanıp etkilenir de yaşayan insanlardan, onların konuşmalarından etkilenmez, hatta hiçe sayar? Pavlov'un koşullanma teorisini alın, Stirner'in bilinçli egoizmi ile harmanlayın, Kropotkin'in sosyalizmine uyarlayın. Alın size yeni bir dünya hayali. Yeni bir ideoloji.
Demokrasi illüzyonuyla kandırıyorlar herkesi. Önce önünüze sizi yönetecek, sizi sömürecek kendi seçtikleri birini çıkartıyorlar. Sonra bunları seçmeniz için oylama yapıyorlar. Oylama yapmalarının sebebi, yöneticiyi sizin seçmiş olduğunuza sizi inandırmak. Bu sadece saçmalık. Bunun demokrasiyle uzaktan yakından alakası yok.
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.