Bu kitabı Eskişehir Gökmeydan'da bir mahalle kırtasiyesinden 1 dk'lık bir inceleme sonucu almıştım. Kevakib neymiş onu öğrendim. Genel olarak güzel hikayelerden oluşuyor, gülümsetir sizi :) . 1-2 tanesini hiç anlamadım, alakasız cümleleri kombine etmiş gibi. Bir hikayenin girişi şöyle : " Nihayet kendini yeniden doğmuş bir günde hissettiği tapu kadastro memuru Ahmet Bey arabasını yavaş yavaş sürerken radyoda Müslüm Gürses filminin müzikleri çalıyordu. Yaşamadan geçirdiği yıllarını düşündü. Sadece bir buçuk yıl askerlik arası verdiği memurluk hayatında tam 25 senedir yıllık izinlerini bile kullanmadan geçen yılların suçu kimdeydi? İnsan başkalarını suçlayınca kendi günahları hataları silinir miydi? Ağzına buruk bir tat veren mentollü sigarasını yakmak için arabasının çakmağını bastırdı. Koca tapu kadastroda en eski arabaya sahip çalışandı. 2010 model arabası diğerlerine göre taş devri aracı gibi kalıyordu ama sırf çakmağı yüzünden arabasının çok seviyordu. Yoksa arabanın içinde çakmak ara, bul, yak büyük dert :) Not: Yaw ben cigarayı güneşte yakardım :))
Biliyor musun kitaplar bir zamanlar insanoğlunun dostuydu. Geceleri dertlesirlerdi birbirleri ile, gündüzleri özlerlerdi birbirlerini. Baba oğula, oğul toruna okurdu, mirasta en değerli olan evin kütüphanesiydi.
Daha önce yazarın şiir kitabını okumuştum ve bayılmıştım. Ama bu kitap için aynı şeyi ne yazık ki söyleyemeyeceğim. O güzel şiirlerden sonra bu kitabı gözümde çok çok büyütmüştüm. İçerisinde toplam da 15 adet öykü barındırıyor kitabımız. Ve ben ne yazık ki bu öykülerden iki üç tanesini beğendim biri ise favorim oldu. Favorim ismi de " Acele Bir Hikaye Yazarı Aranıyor"
Bu öyküde kahkaha attım desem yeridir.
Diğer öyküleri neden sevmediğime gelecek olursam ; anlamadım o öyküleri. Saf miyim acaba diye çok düşündüm ama gerçekten anlamadım
Çünkü öyküler karakter barındırmiyor bu da anlamayı zorlaştırıyordu. Ayrıca ufak tefek yazım hataları da mevcuttu kitapta.
Kim bilebilir ki senin de; kalbinde, haritası gözyaşlarında gizli bir gömülü hazine misali hikayelerinin olmadığını...
Anlatmaya dilinin yanaşmadığı.
Ya da yad etmeye, kalbinin dayanamayacağı...
Merhaba çok uzun zaman önce @saksidaki_cicek sayesinde yazar bana kitabını imzalı olarak göndermişti. Ancak gerek ders yoğunluğum gerek okuma gruplarımdaki önceliği olan kitaplarım yüzünden paylaşım yapmam bu zamana kaldı. Öncelikle yazar
Adem Özbay 'a çok teşekkür ederim kitabı imzalayıp bana şunu yazmış: "Kalbinin öyküsünü bulman