Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kimsesizler Cumhuriyeti

İsmail Saymaz

Öne Çıkan Kimsesizler Cumhuriyeti Gönderileri

Öne Çıkan Kimsesizler Cumhuriyeti kitaplarını, öne çıkan Kimsesizler Cumhuriyeti sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Kimsesizler Cumhuriyeti yazarlarını, öne çıkan Kimsesizler Cumhuriyeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
120 syf.
·
Puan vermedi
Diyarbakir’in Karaagaç Köyü Kuran Kursu’nda can veren alti çocuk; tarikat seyhleri tarafindan kutsanmis ‘imansiz’ bir piyasanin ve bu kuralsiz piyasada bozdurulmus kör bir inancin kurbanlariydi. Karaagaçli çocuklari; anayasasinda yazildigi üzere demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmasi beklenen Türkiye Cumhuriyeti’nin diger kimsesizleri izledi: Konya Taskent’te dogalgaz patlamasinda yiten on sekiz ve Adana Aladag’da köze dönmüs on iki kiz çocugu, Karaman’da tecavüze ugrayan on erkek çocuk, Kütahya’da bir kolunu kiyma makinesinde birakan on iki yasindaki Nurettin ve Adiyaman’da bir ortaokul pansiyonunda irzina geçilen erkek çocuklar...” 12 Eylül’den itibaren uygulanmaya baslanip AKP iktidarlarinda tamamlanan neo-liberal ekonomik politikalar sonucu Türkiye’de yoksulluk ve yoksunluk, tarikat ve cemaatlerin istismar alanina dönüstü. Ismail Saymaz, tarikat ve cemaatlere terk edilen egitim alanindaki ihmalleri, kamu görevlilerinin dinî gruplara yol vermesini ve nihayet yoksul aile çocuklarinin dramini gözler önüne seriyor. Kimsesizler Cumhuriyeti, tarikatlarin “endiselerini” gidermek için kaçak egitim kurumu açmanin ve bu kuruluslarda çalismanin suç olmaktan çikarilmasinin sonuçlarina isik tutuyor. Ölen, sakat kalan, cinsel saldirilarla hayatlari kararan bu çocuklari kader kurbani ilan eden zihniyetin somut suç ortakligini gösteriyor.
Kimsesizler Cumhuriyeti
Kimsesizler Cumhuriyetiİsmail Saymaz · İletişim Yayınları · 2018518 okunma
Reklam
Son söz...
Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün dediği gibi, “Şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi” degil, “kimsesizlerin kimsesi” olmalıdır.
Sayfa 120Kitabı okudu
...Kızlarım. oğullarım var gelecekte, her biri vazgeçilmez cihan parçası kaç bin yıllık hasretimin koncası gözlerinden gözlerinden öperim bir umudum sende anlıyor musun? - AHMED ARİF
... Ermenek'te 18 işçinin 16.000 ton çamur içinde can vermesi ile Ensar Vakfı'nın yurdunda on çocuğun tecavüze uğraması, bir neden-sonuç ilişkisinde birbirine bağlanıyor. Yeraltında insan onuruna aykırı koşullarda çalıştırılan bir babanın, çocuklarını okutabilmesi için Ensar Vakfı'nda göndermekten başka bir yolu yoktur. Yahut Aladağ'da çalıştığı maden ocağı kapatılan baba, para talep etmeyen Süleymancı yurdunu tercih etmekle, esasen hata etmemiş, koşulların zorunlu kıldığı bir karar vermiştir. O baba, çocuğunu yurda göndermeye mecburdur...
Sayfa 119 - İletişim Yayınları, 1. Baskı 2018
Kitabın giriş sayfasından
Kızlarım oğullarım var gelecekte, her biri vazgeçilmez cihan parçası kaç bin yıllık hasretimin koncası gözlerinden gözlerinden öperim bir umudum sende anlıyor musun? - AHMED ARİF
Sayfa 5 - İletişimKitabı okudu
Reklam
AKP iktidarlarında dinî yurt ve kursların yasa dışılığına göz yumuldu. Tarikat ve cemaatlerin şikayeti üzerine ve gereksinimleri doğrultusunda ilgili yasalar ya değiştirildi ya da tümden kaldırıldı.
Hepsi birden (üstünü) kapatınca yeryüzünün en büyük kötülüğü her yerdedir artık.
Çok acı ...
Bu bakımdan, Ermenek’te 18 işçinin yeraltında 16.000 ton çamur içinde can vermesi ile Ensar Vakfı’nın yurdunda on çocuğun tecavüze uğraması, bir neden-sonuc ilişkisi içinde birbirine bağlanıyor. Yeraltında insan onuruna aykırı koşullarda çalıştırılan bir babanın, çocuklarını okutabilmesi için Ensar Vakfı'na göndermekten başka bir yolu yoktur. Yahut Aladag'da çalıştıgı maden ocağı kapatılan baba, para talep etmeyen Süleymancı yurdunu tercih etmekle, esasen hata etmemiş, koşulların zorunlu kıldığı bir karar vermiştir. 0 baba, çocugunu yurda göndermeye mecburdur.
Sayfa 119Kitabı okudu
120 syf.
10/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Feryadın adı Konya, Aladağ, Diyarbakır ve daha bilinmeyen niceleri...
Son 60 yılın, sözüm ona mütedeyyin kesimini kapsamlı şekilde anlatan, bu kesimin en kolay sığınak olan din olgusunu hangi şekillerde kullandığını tüm hatlarıyla açmış bir eser. Aladağ, Ensar Vakfı, Adıyaman'daki iki farklı dava ve Diyarbakır'da meydana gelen yurt olaylarıyla ve kimlerin nasıl, neleri "yuttuğunu" ve sonra bu yutulanların nasıl "tükürüldüğünü" yazmış usta haberci. DP döneminde bir nebze özgürleşen tarikat ve cemaatlerin son 20 yıllık bantta nelere yol açtıklarını, neleri hamuduyla götürdüklerini ve geleceğimizi, eğitim sistemimizi kimlere nasıl emanet etmiş olmayı zannettiğimizi vurgulamış. İstatistikler, raporlar ve ifadeler şunu gösteriyor ki fukara ailenin biricik evladı bir hiç uğruna gençliğinin taze dallarını açamadan katlediliyor ya da ömrü, naif psikolojisi hunharca mahvediliyor. Derinden sarsmış bir alıntı iletmek istiyorum: "S: Devlet size sahip çıktı mı? C:Hiçbir şey görmedim devletten." Devletin hiçbir şey göster(e)memesinin evvelinde, olayların evveliyatı da şüphe uyandırıyor, lakin her üst kademe "kulağının üzerine yattığı" için tablo giderek rezil bir hale bürünüyor. Kitabın sonuna nakşettiği cümleleri, 94 yıllık koca çınarı yıkmayacak cinsten: ""Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün dediği gibi, 'Şeyhler, dervişler, müritler mensuplar memleketi' değil, 'kimsesizlerin kimsesi' olmalıdır." Bir kimsesize kimse olabilmek umuduyla...
Kimsesizler Cumhuriyeti
Kimsesizler Cumhuriyetiİsmail Saymaz · İletişim Yayınları · 2018518 okunma
216 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.