Kimsesizler Cumhuriyeti kitaplarını, Kimsesizler Cumhuriyeti sözleri ve alıntılarını, Kimsesizler Cumhuriyeti yazarlarını, Kimsesizler Cumhuriyeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dikkat spoiler içerir.
Ülkedeki cemaatler ve tarikatların eğitim konusunda nasıl bir tekel olduğunu anlatan güzel bir araştırma eseri. Genel olarak Süleymancıların yurtlarında yaşanan olaylar anlatılıyor. Aladağ'da ruhsatsız yurtta çıkan yangın, başka bir yurtta kolunu kıyma makinasına kaptıran çocuk, her olaydan sonra aynı şeylerin yaşanması, velilere gidip cennetlik olacaklarını söyleyerek şikayetçi olmamalarını sağlamaları, devletin yeterince yurdu olmadığı için kaymakam, ilçe eğitim müdürlerin bile bu yurtlara verileri yönlendirmeleri anlatılıyor. Süleymancıların geçmişi, sırayla başına kimlerin geldiği, hangi seçimde kimleri desteklediği gibi tarihi bilgiler de veriliyor. Karaman'da yaşanan tecavüz olayı, Ensar vakfı işin içine girince herkesin sus pus olması, tecavüzcü öğretmenin çocukları okuldan okula taşıyıp, evine bile götürüp tecavüz etmesi, sürekli ifade değiştirmesi, ancak bu tür olaylarda genelde kimseye ceza verilmemesi, veya bir günah keçisi seçilip sadece ona ceza verilmesi, yangın çıkan yurt binaları, çalıştırılan çocuk işçiler ve daha neler neler. Ülke gerçeğini tokat gibi suratımıza vuran bir kitap.
...Kızlarım.
oğullarım var gelecekte,
her biri vazgeçilmez cihan parçası
kaç bin yıllık hasretimin koncası
gözlerinden
gözlerinden öperim
bir umudum sende
anlıyor musun?
- AHMED ARİF
Diyarbakir’in Karaagaç Köyü Kuran Kursu’nda can veren alti çocuk; tarikat seyhleri tarafindan kutsanmis ‘imansiz’ bir piyasanin ve bu kuralsiz piyasada bozdurulmus kör bir inancin kurbanlariydi. Karaagaçli çocuklari; anayasasinda yazildigi üzere demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmasi beklenen Türkiye Cumhuriyeti’nin diger kimsesizleri izledi: Konya Taskent’te dogalgaz patlamasinda yiten on sekiz ve Adana Aladag’da köze dönmüs on iki kiz çocugu, Karaman’da tecavüze ugrayan on erkek çocuk, Kütahya’da bir kolunu kiyma makinesinde birakan on iki yasindaki Nurettin ve Adiyaman’da bir ortaokul pansiyonunda irzina geçilen erkek çocuklar...”
12 Eylül’den itibaren uygulanmaya baslanip AKP iktidarlarinda tamamlanan neo-liberal ekonomik politikalar sonucu Türkiye’de yoksulluk ve yoksunluk, tarikat ve cemaatlerin istismar alanina dönüstü.
Ismail Saymaz, tarikat ve cemaatlere terk edilen egitim alanindaki ihmalleri, kamu görevlilerinin dinî gruplara yol vermesini ve nihayet yoksul aile çocuklarinin dramini gözler önüne seriyor.
Kimsesizler Cumhuriyeti, tarikatlarin “endiselerini” gidermek için kaçak egitim kurumu açmanin ve bu kuruluslarda çalismanin suç olmaktan çikarilmasinin sonuçlarina isik tutuyor. Ölen, sakat kalan, cinsel saldirilarla hayatlari kararan bu çocuklari kader kurbani ilan eden zihniyetin somut suç ortakligini gösteriyor.
Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün dediği gibi, "Şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi" değil, "kimsesizlerin kimsesi" olmalıdır.
Fakat devlet kimsenin kimsesi olmamıştır. Kitabın adından da anlayacağımız gibi "Kimsesizler Cumhuriyeti" içerisinde yaşamaktayız. Kötülüğün kol gezdiği, cezalandırmadığı, ortaklık edildiği pis bir sistem içinde yapayalnız bırakılmışız. Çaresizleştirilmişiz. Muhtaç bırakılmışız. Ezilmişiz. Susturulmuşuz.
Karanlığa bir ışık yakmak isteyenler olmuş, belki bir nebze olsun yakabilmiş. Küçük bir yeri aydınlatabilmiş. Ama yine de bu kokuşmuş karanlık pis dehlizlere kimsenin gücü yetememiş.