Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kısas-ı Enbiya

Cihat Burak

Kısas-ı Enbiya Sözleri ve Alıntıları

Kısas-ı Enbiya sözleri ve alıntılarını, Kısas-ı Enbiya kitap alıntılarını, Kısas-ı Enbiya en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nemrut'un Ölümü
Bunun üzerine Tanrı, Nemrut'a bir melek gönderdi ve dedi ki: "Tanrı sana diyor ki bana Tanrı de ki seni padişahlığına bırakayım." Nemrut dedi ki: "Benden başka Tanrı var mı?" Nemrut boyun eğmedi, üç güne değin askerini topladı. Sonra o meleğe Tanrı buyurdu, bunların üzerine kapı açtı sivrisinekten, o gün güneş doğdu ve bunlar sinek çokluğundan güneşi göremediler. Sivrisinek o halkın etlerini yedi ve kanlarını içti, öyle ki kemikleri kaldı, Nemrut'a bir şey olmadı. Bunun üzerine Tanrı bir sinek gönderdi, onun burnundan girdi ve beynine ulaştı, dört yüz yıl tamam durdu, öyle ki başını çekiçler ile döğdürürdü. Dört yüz yıl ağrı verdi. Tanrı dört yüz yıl ona azap verdi. Sonra o böcek onun beynini dahi yedi ve öldürdü.
Sayfa 52 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
O zaman avrat dedi ki: "Ey Yusuf saçın ne güzeldir." Yusuf dedi ki: "Önce tenimden dökülecek odur." Dedi ki: "Ey Yusuf, yüzün ne güzeldir." "Önce toprak onu yiyecektir."
Sayfa 57
Reklam
"Ey oğlum, insanları iyi işe buyurup kendi nefsini unutma, böyle yapınca senin durumun şu mum alevine benzer ki başkalarına aydınlık verir ve kendini yakar."
Sayfa 89
"Geçerken ırmak kenarında bir erkek gördüm ve onunla bir katır ve bir taş kova, katırına su verdi ve kovasını doldurdu ve ırmak kıyısına koydu, sonra istedi ki hacetini yapa! Katırı ko- vanın kulpuna bağladı, gitti. Bunun üzerine katır ürktü ve kovayı parçaladı. O erkeğin ahmaklığına güldüm ki o kova katırı tutar sanır. Ve dahi bir kişi gördüm ayakkabıcı yanında oturur, ayakkabısını yaptırıyor ve yemin verdirir: 'Şöyle sağlam dik, taa dört yıl yetsin' der. Ve ölümün ona indiğini ve dört yıla ermeyeceğini unuttu. Onun cahilliğine ve gafletine güldüm. Ve dahi bir karının yanından geçtim, arpa salarak falcılık yapıyordu ve insanlara gök işlerinden nesneler söyler ve haber verir, ve bir kişi bilirdim, o karının döşeği altında yerde altın gizlemişti ve o karı açlıktan öldü, döşeği altında o altını bilmez. Bu acaibime gitti güldüm. Ve dahi bir nice kentte bir erkek yanından geçtim ki hastalığı varmış, sonra o hastalığı için soğan yemiş, o hastalığından iyileşmiş, ondan sonra insanlara hekimlik yapmış, kim ona gelip hastalığına ilaç sorsa soğan yemek buyururdu ki cümle nesnenin yararsızı soğandır, öyle ki onun zararı beyine ulaşır, buna gülerdim.
Sayfa 73 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Yusuf'un Güzelliği
Güzellik on bölüktür, dokuz bölümü Yusuf'ta bir bölümü kalan insanlardadır.
Sayfa 57 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Lokman'a sordular: "Hangi kişi kötüdür?" "O kişi ki insanlar onun kötü gördüğünden kaygılanmasın." Gene Lokman'a sordular ki "Yüzün niçin çirkindir?" Dedi ki: "Nakşı mı ayıplarsınız? Nakkaşı mı?"
Sayfa 88 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Lokman'ın Öğütleri
Lokman oğluna dedi ki: "Ey oğlum, bu dünya bir derin denizdir ki çok insanlar onun içine batmıştır. Şimdi dünya içinde senin gemin Tanrı'dan korkmak ve haramdan el çekmek olsun ve o geminin içindeki yük Tanrı'ya inanmak olsun ve onun yelkeni Tanrı'ya boyun eğmek olsun. Böyle ola ki batmaktan kurtulasın." "Ey oğlum, dünyadan azık şu kadar al ki seni ahrete ulaştıra ve dünyaya o kadar girme ki ahretine ziyanı dokuna ve dünyayı hem hep birden bırakma ki sonra insanlara muhtaç olursun ve o orucu tut ki senin isteğini kese ve o orucu tutma ki seni namazdan alakoya! Namaz Tanrı katında oruçtan uludur."
Sayfa 88 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Lokman’a sordular ki “Yüzün neden çirkindir?” Dedi ki : “Nakşı mı ayıplarsınız? Nakkaşı mı?”
Sayfa 88 - yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
"Ey oğlum, insanları iyi işe buyurup kendi nefsini unutma, böyle yapınca senin durumun şu mum alevine benzer ki başkalarına aydınlık verir ve kendini yakar."
Sayfa 89 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ve o heybetten, Babil kenti halkının sözleri ve dilleri birbirinden ayrıldı ve yetmiş üç türlü dil söylediler. Ve o kente Babil onun için denildi ve Arap dilinde Babil, bülbülünden çıkmıştır ve bülbül demek türlü türlü söyleyici demek olur.
Sayfa 52 - Yapı Kredi Yayınları
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.