Anlamını giderek yitirdiğimiz, basitleştirdiğimiz, sığlaştırdığımız bir kelime olan Aşkı;tekrar anlamlandıran, içini doldurup önümüze seren bir solukta okuyaçağımız güzel bir kitap.Aşkı her açıdan tanımlayıp bizdeki anlamını sorgulatan, belkide yeniden tanımamızı sağlayan, kıssalar, hadisler, ayetler ile de zenginleştiren kalbimize ilmik ilmik nakşeden bir kitap . Her şey sen olsun dünyada olmasın sen olmayan dünya da nidasıyla gerçek aşkı öğreten bir kitap...
Aşk... Gök kubbenin altında ki en gizemli kelimelerden biri... Bilinemeyen..Tanımlanamayan...Belki binlerce kez tanımı yapılmış olmasına rağmen tanımlanamayan... Aşk...Belkide bin bir başlı bir ırmak, her birinin yolculuğu ayrı, hepsinin ulaşmak istediği deniz bir.
Aşk iğnesiyle dikilince bir dikiş, kıyamete kadar dökülmez imiş. Aşk ile insan elbet güneşe benzer ;ve aşksız gönül misal-i taşa benzer. Hayatı aşka bölünce hayat çoğalır;bütün hayatları toplasan geriye aşk kalır. Aşksız bahar dallarını kuru bir ayaz boğar, aşksız rahmin yargılayan bebekler nagehan doğar. Aşk kayıp giderse dünyadan ebed kıyamet olur;sevgisizlik gelir, dünya cehennem olur.
Aşk başka nasıl tanımlanır, nasıl gözler önüne serilebilir ki.