Kitap gerçekten çok güzel bir kurgu ve dil üzerinden beni etkilemeyi başardı. Bazı arkadaşlar kitabın sonunu beğenmemiş fakat ben çok beğendim çünkü yazarlarımız anatmak istedikleri ana soruyu kitabın sonuyla çok iyi bağlamışlar.
Ayrıca karakterlerin iç dünyasına da bol bol değinilmiş, onların psikolojik buhranlarını bizlere çok güzel aktarmışlar. Kitapta insanlar arası yalnızlık, neşesizlik sorunlarına ve insanlar arasında ki absürtlüğün çözümü için öneriler sunuyor, zaten yazarlarımız da absürdizm felsefesinden etkilenmiş ve eserlerinde bu felsefeye sık sık yer vermişler. Bir bilimkurgu eserinde felsefi metin olması beni en çok etkileyen özelliklerden biridir. Ayrıca kitap bilim-otorite çatışmasına da çok güzel parmak basmış, eğer bilim otoritenin yararına olmazsa hiçbir öneminin olmadığını vurgulamışlar ve bu otoritenin toplum baskısıyla sağlandığını, bireyin bu yüzden otoriteye karşı gelemediğini de bizlere açıklamışlar. Kitabın sonu olması gibi bitti çünkü; bu kadar ipucundan sonra sorulan sorunun cevabını bizim bulmamız kolay olacaktır. Soru şuydu; kainata karşı pes edilmeli mi? yoksa insanlığın iyiliği ve onuru için kainatla mücadele edilmeli miydi? Kitabın sonunda Veçerovski karakteri üzerinden cevaba ulaşabiliyoruz, cevap şuydu; her ne zorluk olursa olsun, kim tarafından engellenirse engellensin, insanlığın iyili ve onuru için kainatla bile mücadele edilmeli ve asla pes edilmemelidir. Yazarlarımızın dili gerçekten çok iyi, sizi hiç sıkmadan alıp götürüyorlar, kesinlikle okumalısınız şimdiden iyi okumalar dilerim.