Bir anneye ya da kızın kendisine gerçeği, onun tek amacının bir erkek avlamak olduğunu söyleyin... Aman Tanrım, ne büyük bir hakaret olur bu! Oysa akıllarında olan tek şey budur. Yapacakları başka bir şey yoktur. Asıl korkunç olan ise, bu uğraşı verenlerin çoğunun yoksul, masum, gencecik kızlar olduğunu görmektir. Gene oraya geliyoruz, bu açıktan açığa yapılıyorsa, bir kandırmacadan başka bir şey değildir. ‘Ah, efendim, türlerin kökeni ne ilginçtir, değil mi! Ah, Lili resme büyük ilgi duyuyor! Siz de gidecek misiniz sergiye? Öğretici yanı çok! Ya troyka ile dolaşmaya gelecek misiniz? Tiyatroya? Konsere? Ah, ne ilginç! Benim Lili müziği çok seviyor. Siz niçin paylaşmıyorsunuz onun düşüncelerini? Peki kayıkla dolaşmayı seviyor musunuz?..’ Hep aynı amaçtır söz konusu olan: ‘Al, beni al! Benim Lili’mi al! Hayır, beni al! Hiç olmazsa dene!..’ Oh! Ne iğrenç bir şey! Ne iğrenç bir yalan!”
Asıl iğrenç olan sa bu değil mi zaten? Bedensel şeylerde hiçbir ahlaksızlık bulunmaz.Fiziksel çirkinlik de ahlaksızlık değildir.Hakiki ahlaksızlık,bedensel ilişkiye girdiğin kadınla arandaki tüm ahlaki münasebetten kendini soyutlamaktır. Bende bu soyutlama halinden hayli gurur duyuyordum...
Artık öyle bir hale geldik ki aramızdaki düşmanlık, fikirlerimizdeki zıtlıktan değil; fikirlerimizdeki zıtlık, aramızdaki düşmanlıktan doğmaya başladı.
Bir kadın, çocuğa bir sevinçten başka bir şey olarak bakamaz. Doğurmak çok acı verici bir olay, doğru ama o küçük eller yok mu... Ah o minnacık eller! O küçücük ayaklar! O gülümseme! O minnacık beden! O hıçkırmalar! Bir bakıma bir tür hayvanî, bir annelik hissidir.