Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kum Gülü Sözleri ve Alıntıları

Kum Gülü sözleri ve alıntılarını, Kum Gülü kitap alıntılarını, Kum Gülü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sıkıntıyla avurtlarıma hava doldurup boşaltıyordum. Amacıma ulaştım çok geçmeden: -Neyin var? diye sordu. -Canım sıkılıyor..Mektep tatil olunca oyalanacak bir şey bulamıyorum.. -Bedesten'e git..Babana yardım edersin.. -İstemiyor ki.. -Niçin? -Para kazanmanın tadını alınca okumaktan vazgeçermişim.. -Geçer misin? - Aslında geçmem ama sonu yok bu
Acının tadına dirhemle bakılır, okkayla değil.
Reklam
Hem devlet tükenmişse neden herkes aynı biçimde etkilenmiyordu bundan? Kıtlık,yokluk,açlık yalnız halkın elini,ayağını bağlayan bir zincirdi.
-Babam çok dindar bir adam değildi. Gerçi bu da kimseyi ilgilendirmez ya, dinsiz de değildi..Öylesine çirkin bir yakıştırmayı hiç hak etmemişti. Sözlerini özenle seçebilmek için durmadan yutkunarak zaman kazanmaya çalışıyor. Yakalığını, kravatını yokluyor düzgün durduğu halde.Fesini çıkarıp eline alıyor. Püskülüyle oynarken: -Haklısınız Süreyya Hanım, diyor "Lakin Allah şahidimdir ki bizim evde kullanılmadı o yakışıksız laf(Gavur Zabit).. Ne rahmetli pederimin ağzından duydum ne de ben dile getirdim. Söyleyen densizler adına da bağış diliyorum sizden..." Konuştukça garip bir bağ kurulmakta aramızda. Sıcak soluğumuz buz kalıplarından örülmüş bir duvarı eritiyor da birbirimizi daha iyi görüyoruz sanki..Yemini de inandırıcı..Ama neden gelmiş?Gerçekten özür dilemek için mi?Ta Urfadan..Bilmiyorum..Zaten ne biliyorum ki son günlerde? Süheyla'nın mektubu karıştırdı aklımı..Edirne yolculuğu..Naim Bey..Vatanpervermiş..Bana ne? Sevilmeyecek de yanı yokmuş..Sessizliğimiz uzadı gitti yine..Nasılsa kolay buluyorum bu kez duruma uygun lafları: -Kusura bakmayın Memduh Bey, uzak yollardan gelmişsiniz, fakat bir kahve bile ikram edemiyorum size..Malumunuz her şeyin kıtlığını çekiyoruz.. Hoşlanıyor söylediklerimden..Yüzünde sevinç kıpırtılarıyla gülümseyerek bana bakıyor: -Süleymaniye uzak mıdır sizce? Şaşkınlıkla soruyorum: -İstanbul'da mı oturuyorsunuz artık? -İki yıldır..Darülfünun lisan şubesinin Fransızca kısmında biraz yaşlı bir talebeyim.. Birkaç ay sonra mezun olacağım kısmetse...
Bu kadar mı yakışır bir insana gülmek.. Kar üstüne öğle güneşi vurmuş gibi.. Yüreğim eriyor..
Kalkmalıyım..Ama görünmez bir el bedenimi yatağa bastırıyor..Gücüm kalmamış ki..Süreyya nerede?karyola da yalnızım..Urfa'da..Oda gölgeleniyor yavaş yavaş.Sabah değil de akşam alacası mı?Gün çekildi işte..Neden yatıyorum?Her şey aldatıyor beni..Aklım en başta..Kıpırdayamıyorum.
Reklam
Annem umutla yüzüme baktı.Sonu belirsiz ayrılığımızın beş on dakika gecikmesi bile onu mutlu edecekti.Oysa zamansızdım.Gözlerimi kaçırarak mırıldandım: -Kalamam efendim,hemen gideceğim..
On dört yaşından beri hiçbir yere ait değilim..Kim olduğumu bile unutmuşum artık.. Avucunda tuttuğu pembe kum gülünü okşayarak söyledi annem bunları.Çöllerde pek az bulunan,alçıtaşına pirinç büyüklüğünde billur taneciklerin yapışmasıyla kendiliğinden oluşan doğa süsü,evinden uzaklaştırıldığı zaman yanında götürdüğü,ömür boyunca da yanından ayırmadığı tek nesneydi.Babamın hediyesiydi çünki.
-Peçene sahip ol kızım, dedi. "Yel esip savursa bile suç yine sana yüklenir.."
Reklam
-İkimiz aynı anda, aynı düşü görebilir miyiz Süreyya? -Göremeyiz.. -Öyleyse bu bir tansık.. -Belki.. Sağ olduğundan umut kesmiştim çünkü.. -Avucunda ne var senin? -Kum gülü.. -Nereden buldun onu? -Annen verdi sen gittikten sonra..Sevda tılsımıdır, iyi sakla, Memduh'u sana getirecek, demişti.. -Hem bedeninde hem de ruhunda silinmeyecek izle taşıyan, saçı, bıyığı kırlaşmış, omuzları çökmüş bir gaziyi kabul eder misin kocalığa? -Ya sen, büklümlerine gümüş rengi teller sarılmış, beklemekten benzi solmuş bir gelini kabul eder misin?
“Kimsin sen cihanın süsü?' 'Bey kızıyım Halep'te..' 'Anan atan sağ mıdır?' 'Sağdır çok şükür..' 'Seni bana verirler mi?' "At üstünde kız istenmez yabancı..' 'Desem ki zamansızım.." Zamanın olunca gel..' Adını bağışla bari..' Beriha.. 'Süryânî misin? “İyi bildin..' 'Demek cennet bağının gülüsün sen...'
-ikimiz aynı anda,aynı düşü görebilirmiyiz Süreyya? -Göremeyiz.. -Öyleyse bu bir tansık.. -Belki..Sağ olduğundan umut kesmiştim çünkü.. -Avucunda ne var senin? -Kum gülü.. -Nerden buldun onu? -Annen verdi sen gittikten sonra..Sevda tılsımıdır,iyi sakla,Memduh'u sana getirecek demişti.. -Hem bedeninde hem de ruhunda silinmeyecek izler taşıyan,saçı,bıyığı kırlaşmış,omuzları çökmüş bir gaziyi kabul edermisin kocalığa? -Ya sen,büklümlerine gümüş rengi teller sarılmış,beklemekten benzi solmuş bir gelin istermisin?
Briston oteline yaklaşıyoruz..Bon Marche mağazasının içinden Cadde-i Kebir'e geçilebildiğini söylemeyeceğim..Böylece bir sokak boyu daha yan yana yürümüş oluruz..Ya kendi biliyorsa bunu?Amacımı anlarsa?Anlasın..O çıktı karşıma..Arayan var mıydı Memduh Beyi?
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.