Kafeteryada, pencere en yakın masada karşıda oturuyor. Ahşap masanın kenarına kazınmış kalbin içinde D ve T harfleri var, kalp o kadar küçük ki neredeyse harfleri göremiyorum. Caleb konuşurken parmağımı ahşaptaki oyukta dolaştırıyorum.
Çok geçmeden çocuklardan oluşan küçük bir grup hoplaya zıplaya koridorda oynamaya başlıyor.
"Ebeledim! Ebe sensin!"
"Hayır, sadece gömleğime dokundun!"