Kutsal Kitapların Kaynakları 2 kitaplarını, Kutsal Kitapların Kaynakları 2 sözleri ve alıntılarını, Kutsal Kitapların Kaynakları 2 yazarlarını, Kutsal Kitapların Kaynakları 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Düşünür" görünüp insan aklına, insan düşüncesine güvenmeyen, "tarım", "sanat" (zanaat), "ticaret" ve "tıp" konularında bile, "peygamber"in kılavuzluğuna başvurmanın "şart" olduğunu savunan, insanları saçmalık kaynaklarına bağlayan bu "âlim"lerin çoğu, gerçekte, "cahil"dir. Kimileriyse, çıkarlarını, insanları aldatmakta gören yüz karası kimselerdir. Toplumlar, bunlar yüzünden bilgisiz kalmışlardır, bunlar yüzünden geri kalmışlardır, bunlar yüzünden ezilmişlerdir. Bunlar ve bunların savundukları abuk sabukluklar olmasaydı; kitleler gerçekleri görebileceklerdi, gelişebileceklerdi, ilerleyebileceklerdi. Ve kendilerini, asalak yaşayanlara yedirmeyecekler, ezdirmeyeceklerdi. Kısacası, sürüleşmeyecekti kitleler. Hiç değilse bu denli sürüleşmeyecekti.
Sen kalkıp da , “Başına gelene sabret , katlan ! “ dediğinde ; buna bir kayıt koyup , bir sınır çizmedin mi , eşekleşmeyi ve sürüleşmeyi öneriyorsun demektir ..
“Vahiy” demek , Peygamberin ‘arzuları - istekleri ‘ demekti .
Bir olay mı var ? Olayla ilgili “ Tanrı’nın falanca türlü bir açıklamasını mı istiyor ? Hemen vahiy hazırdı ..
Bu kitabı okurken farkettim ki, zaten din eleştirisi yapan üç beş kişi içindeki gerek Turan Dursun, gerekse İlhan Arsel, sadece yobaz takım tarafından değil, yaşamın bütün nimetlerinden, güzelliklerinden yararlanan, "bu hayatı yaşıyorsun be arkadaş" dediğimiz ve kendini müslüman olarak tanımlayan kesimler tarafından da sevilmiyor, nefret ediliyor. Çünkü bu isimler öyle şeyler anlatıyor ki, hadi ilk kesimi geçtim, ikinci kesimin de işine gelmiyor anlatılanlar. Kendi yasayislarini düşününce "bir yerlerde bir yanlış var" fikrine kapiliyorlar. Evet, ya böyle yaşamamaliyiz, ya da biz Müslümanlığın gereklerini yapmıyoruz fikri bu... Ve bunun farkına varmak bir nefret doğuruyor.
Neyse geçelim bunu... Bu ikinci kitapta, kitaplı dinlerin, çok tanrılı dinlerden, Babil, Grek, Asur, Çin, Şaman v.b ve birbirlerinden kopya edildiklerini ayetlerden anlıyoruz. Örneğin Kur'an'in çok önemli bir kısmının Tevrat'tan alındığını yine örnekleriyle görüyoruz.
Bu ve diğer kitaplarında sözkonusu yazarlar, dertlerini anlatırken üfürmüyorlar, ayetlerden ve hadislerden yola çıkarak anlatıyorlar. Hadis kısmında ise en çok kabul edilen Buhari'nin örneklerini veriyorlar. Eğer okursanız bu seriyi böyle düşünerek okuyun.
Ben " kitapta ne yaziyorsa kabulum " diyorsanız, "hadisler de bastacim" diyorsanız, bu seriyi okumayın. Ve ona göre yaşayın. Huzursuz olursunuz.
"İnsanın, tüm yaşamı boyunca uyabileceği bir söz var mıdır?"
Verilen karşılığın tamamı şöyle:
"Başkalarını sevmek. Kendin için istemediğin şeyi, başkalarına
yapma!"
Düşünün ki, Kur'an'ın "Tanrı"sı, "incir"e ve "zeytin"e ant içmekte.
"Tin" (incir) Suresi'nin 1. ayetinde, 'Tanrı"nın şöyle ant içtiğini görürüz:
"İncire (incir ağacına) ve zeytine (zeytin ağacına) ant olsun ki ... "
"Peygamberlik", ileri sürüldüğü gibi; insanlık için, toplum yaşamı ve ilerlemesi için "kaçınılmaz" bir şey değildir. Dahası; gerekli de değildir. Dahası; yararlı olmak yerine zararlıdır, engelleyicidir, bağlayıcı-köstekleyicidir.
"Eğer yaratıcı Tanrı, var ettiği dünyada bulunan kötülüğü, önceden kestiremediyse, cahildir. Bunu kestirip de önlemediyse kötüdür.
Önlemek isteyip de yapamadıysa acizdir."