Kutsal Kitapların Kaynakları I-II-III

Turan Dursun

En Beğenilen Kutsal Kitapların Kaynakları I-II-III Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Kutsal Kitapların Kaynakları I-II-III sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kutsal Kitapların Kaynakları I-II-III kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İşin gerçeği şu: İnanmaya elverişli insanlar, özellikle de "darlıkta olanlar, varlık sahiplerinin yararına yatıştırılmak, uyutulmak istenmekteler. "Yoksul kitleler, her şeyin Tanrı'dan olduğuna inansınlar. Tanrı'nın kendilerini sınadığını sansınlar. Ve içinde bulunduklan durumlara katlansınlar". Böyle özetlenebilir işin içyüzü.
Efendi ahlâkını ayakta tutan, köle ahlâkıdır. Bir başka deyişle sürü ahlâkı. Kimi zaman nefret ya da başkaldırilar mi görülür? Köklü uyuşturucular kullanılır hemen. Bunların başında da Tanrı gelir din gelir. Görünen ve görünmeyen efendiler işlenir, bunlara saygı işlenir. Bir yanda bunlar yer alır, öbür yanda köleler. Efendilere her zaman boyun eğilmeli. Hiç koşul aranmadan, kölelere düsense bu gereğe uymak.
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
Kur'an ayetlerine gelince: Kur'an'a göre de, her şey Tanrı'nın elinde. Ayetlerde "insanları hidayete erdiren"in de, "saptıran"ın da "Tanrı olduğu" bildirilir. Örneğin En'âm Suresi'nin 39. ayetinde, "Allah kimi dilerse onu saptırır ve kimi dilerse onu doğru yola koyar" denir. Zümer Suresi'nin 37. ayetinde, "Allah'ın doğru yola eriştirdiğini, saptırabilecek kimse yoktur..." açıklaması yer alır. Bu açıklama başka surelerde de görülür. Aynı surenin 36. ayetinde de; "Allah'ın saptırdığını doğru yola koyacak kimse yoktur" açıklamasını okuyoruz. Bu açıklama, aynı surenin 23. ve Mümin Suresi'nin 33. ayetlerinde, "kelimesi kelimesine" aynen görülmekte. Ayrıca başka surelerde de bu böyle anlatılır. Kısacası, üç dinin kutsal kitaplarına göre de "ipler", tümüyle "Tanrı'nın elinde". "Cüz'î irade" yok mu insanlarda? "Kutsal kitaplar"ın anlatımları ortada ve açık. İnsanı "doğru yola koyan da, saptıran da O" olduktan sonra, "insan"da "var" gösterilen "cüz'î irade", işin kandırmacası. "O'nun doğru yola koyduğunu kimse saptırmaz, saptırdığını da kimse doğru yola koyamaz." Anlatılan bu. Öyleyken, üç dinin kutsal kitaplarının "Tanrı"sı da insanlara ağır ve acıtıcı "ceza"lar vereceğini bildirir. Yani "ceza"nın karşılığı olarak gösterilen "günah"ı, "kötülük" denen şeyi işleten de kendisi olduğu halde.
Sayfa 37
"Korku" ve "umut". Dinlerin sömürdükleri son derece verimli iki alan.
"İşin gerçeği şu:İnanmaya elverişli insanlar,özellikle de darlıkta olanlar,varlık sahiplerinin yararına yatıştırılmak,uyutulmak istenmekteler. Yoksul kitleler,her şeyin Tanrıdan olduğuna inansınlar,Tanrının kendilerini sınadığını sansınlar ve içinde bulundukları durumlara katlansınlar. Böyle özetlenebilir işin içyüzü."
"İnanır, korkuya umut arasında olmalıdır" öğüdü, kimi zaman bir "hadis" olarak ileri sürülür,kimi zaman da, bir ilke olarak "ayet ve hadisler" dayandırılır. Ünlü hadisi E'n-Nevevi, ikinci yolu seçmiş, "korkuyla umut arasında olmak" gerektiğini kanıtlamak için ayet ve hadisler derleyip koymuştur kitabına.
Reklam
İnsanoğlu, kolay bir yaşam ortamı bulamamıştır dünyamızda. Hep sertlikler ve tersliklerle karşılaşmıştır. Aç kalmış;acı çekmiştir. Yaralanmış ;acı çekmiştir. Dayanılmaz hastalıklara yakalanmış;acı çekmiştir. Haksızlığa uğramış, hırpalanmış, ezilmiş ;acı çekmiştir. "Hep boyun eğip kalmış" da değil elbette.
Ve işkence acıları. "İnsan hakları" bildirileri yasaklar işkenceyi. Ama yine de yapılır. Bu bildirilerin altına imza koyanların ülkelerinde bile. Bu "en korkunç insanlık suçunu, insanlığın düşmanı durumundaki düzenlerin bekçileri, koruyucuları çok iyi bilirler. Her türlüsünü bilirler işkencelerin. Bilinenler yetmiyorsa daha korkunçlarını, en korkunçlarını yaratmada, uygulamada ustadırlar. Düzenlerini bu yolla ayakta tutarlar Bu acılarin bir kendileri vardır, bir de korkuları vardır. Korkuları da kendileri gibi berbattır. Örneğin yoksulluğa düşme korkusu, işkence korkusu... Bu korkular, insana onurunu bile yitirtebilir. Yitirttiğine tanık da olunur zaman zaman. Knsanı olmadık şeylere sürükleyebilir. Yapmadıkları, en ağır suçlar türünden bile olsa "Yaptım!" diye konuşturabilir. İnsanı, ömrü boyunca kul-köle yapabilir.
"Namus." Kökü Yunancadır. "Nomos". "Yasa" ya da "din yasası" demek. Yani "yasa"ya ya da" din kuralları"na uyanlar," namuslu "satılmışlar! Gerçekte" namussuz" olsalar da...
296 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.