Lağımlaranası ya da Beyoğlu

Bilge Karasu

En Beğenilen Lağımlaranası ya da Beyoğlu Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Lağımlaranası ya da Beyoğlu sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Lağımlaranası ya da Beyoğlu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ardımız sıra sürüklediğimiz nesneler selinin uğrak yerleri, tozlanma yerleri, tortulaşma yerleri. Aletlerimiz, gereçlerimiz. Sonra da aynalar. Yaşadığımızın, başkalannın aracılığından geçmeyen, başkalarını gereksemeyen kanıtlayıcıları.! İnimizi donatırken, daha sonra da, süslerken özen gösterdiğimiz, seçtiğimiz, sevdiğimiz, bir gün usanıverdiğimiz, övünüp, gösterdiğimiz, kaldırıp attığımız bu nesnelerin topu, önce “yeni almmış”tır, sonra “yeni”dir, sonra “alışılmış”tır, daha sonra eskimeğe başlar; eskimenin çeşitli biçimleri vardır bir yaşam boyu görülen... Geçerliği geçmişlikten, günün çizgilerine uymaz olmuşluktan işlevsiz kalmaya, delinip, kopup, parçalanmaya giden... Daha sonra da, bir yaşam boyunu aşıp zamanın dışına çıkar görününce, içindeki tahta kurtlan kemirmelerini sürdüredursun, kağşamalar ara ara kendini duyuradursun, değişmezliğin, sarsılmazlığın, zamanın dışında kalmışlığın, etkilenmezliğin, ölmezliğin simgesi haline gelir kimi nesne. Tarih bu yıkılmazlarla yazılır. Salt ömürleri biraz daha uzun olabildiği için. O nesneleri yapan eller çoktan dağılmış olsa da arada bir anılırlar. İnsandan çok daha uzun süre yaşayabilen nesnelerdir dünyayı sürdüren. İnsansa, bunları yapmış olmakla övünür ancak.
Ömrümüzün en güzel yılları diye bir şey yoktur gerçekte. Bir yığın küçük büyük sevinçle bir yığın büyük küçük acının bir araya gelerek yaptığı bir bileşime yıllar geçip bedenimizin gücü azaldıkça, zihin gücümüz genişlemiş gibi göründükçe, büyük işler yaptığımız, büyük mutluluklar yaşadığımız yanılsamasına kapılırız o kadar.
Sayfa 78 - MetisKitabı okudu
Reklam
"Uyu... Uyurken öğrenir kişi dillerin söylemediğini."
Sayfa 169 - MetisKitabı okudu
Tanrım, ormanların en korkuncu, dolambaçların en korkuncu, çöllerin, batakların, sevgilerin en korkuncu, söz değil mi?
Ama ben iki kişi olduğum gibi öbürleri de iki kişi olamaz mı?
(Nedense, semt adlarını öğrenmekte -nerede olursa olsun, ama özellikle uzun süre yaşadığım şehirlerde- o günden bugüne biraz tembel davranırım...) (...) Sokak adlarını öğrenmem çok daha sonralara rastlar. Uzunca bir süre yaşamanın bir güçlüğü de sokakların arada bir değiştirilen adlarını öğrenmek, eski adla yenisi arasında bir süre bocalamak, yeni adı benimsedikten sonra arada bir eski adı kullanıverdiğinin farkına varmak. (...) Kimi zaman, bir adı bilmeyene ya da unutana bu adı ansıtmak, bir adı unutmak kadar güç gelir, abartıyorum belki de, onur kırıcı gelir.
Reklam
Geri132
330 öğeden 321 ile 330 arasındakiler gösteriliyor.