Öncelikle ufacık konusundan bahsedeyim kitabın: Gökten üç elmanın düştüğü, her karakterin kendi mutlu sonunu yazdığı; sıcacık bir mahallede geçen bir aşk hikâyesi Limonlu Aşk. Zorla geldiği İstanbul'da komşu oğluna âşık olan Miray ile "kitap kokan bir kadına" kalbini verecek Tunahan'ın eğlenceli, Rüzgâr Gibi Geçti göndermeleri ve romantik sahneleri ile bir oturuşta bitecek bir kurgu.
Gelelim yorumuma... Benim yazar ile tanışmam yıllar öncesine dayanır. Wattpad'de yazdığı dönemlerde, üçüncü hikâyesini yayımladığı sıralarda keşfetmiştim ben@Payelll kalemini. Daha sonraları ise Wattpad'i kaldırana kadar okumaya devam ettim.
Tunahan ve Miray ile de bu sayede tanışmıştım. Üstünden yıllar geçtikten sonra, bu yaşımda bir kez daha ve kitap sayfaları ile okumak duygulandırdı beni. Yıllar öncesine bir yolculuk, eski bir dostumu selamlamak gibi oldu. Tunahan'ın romantikliğine yine düştüm; Miray'ın cesaretine hayran kalırken, iç sesini okurken yer yer kahkaha attım. Özlediğim mahallede gezinip yıllardır görmediğim dostlarımı yeniden görmüş gibi hissettim.
Tabii aradan geçen yıllar, aldığım yaş neticesinde yer yer kurguda olmasa olurdu, dediğim kısımlar olmadı değil. (Bu cümledeki "olmasa, olurdu ve olmadı" kısımlarına bakınca Türkçe öğretmenim ağlamaz umarım.)
Her şeye rağmen severek ve keyifle okudum kitabı. Payelll'in karakterleri gözünden verdiği toplumsal mesajlar da çok anlamlıydı. Yazarın basılı olan ve benim okuduğum kitapları arasında favorim olmadı ama sevdiğim bir kitap oldu Limonlu Aşk. Benim favorim -basılı olanlar arasında- Ayşem olacak sanırım.