Daima sessiz, boynu büyük bir çocuktu. Daima ıstırap çekiyor, ıstırap çekiyorum diyemiyordu. Dünyaları altında görmek isteyen bu kartal; dar, pis bir sınıfın dört duvarı içine hapsedilmişti. Artık kelimenin en geniş anlamıyla, düşünceleriyle yaşamağa başlamıştı. Öğrenmek zorunda olduğumuz lüzumsuz sayılabilecek dersleri hakir gören Louis, etrafımızı saran şeylerden tamamiyle uzak, kendi semavi yolunda yürüyordu.