2021 yılına başyapıt seviyesinde bir kitap ile başlamak çok güzel oldu. Mandarinler, İkinci Dünya Savaşı sonrası Fransa'sında Camus, Sartre, Beauvior'nın üzerinden aydınların savaşa karşı tutumlarını, savaşın dünyaya neler yaptığını anlatıyor. Bunun yanında Sartre ve Beauvior'nın açık ilişkiye dayanan birlikteliklerini, bu birliktelikte Algren ve Camus'nün yerini, bütün bu karmaşanın içinde varoluş meselesini çok iyi bir dille, kurguyla sunuyor. İlaveten sosyalist görüşün ufak tefek meseleler ile nasıl parçalandığını da çok çarpıcı biçimde göstermesi de kitabın siyasi tarih yönünden de okunmasını sağlıyor. İlk defa Bauvior'nın kitabını okuyacaklara sayfa sayısı fazla olsa da gönül rahatlığı ile tavsiye ederim.