Adam yalnızca haydut ve aşk öykülerini zevkle okumakla kalmamış, hayır, okuduğu anlatılarda sevenlerle sevmiş, öldürenlerle öldürmüş, ağlayanlarla ağlamış, günah işleyenlerle günah işlemiş, gülenlerle gülmüştü; suç ve cinayetlerin, sefaletin, yoldan çıkmış, daldan dala konan içgüdü ve heveslerin uçurumlarında soluğu almıştı, çırpınmalar, korkular ve hazlarla iğrençliğin ve yasaklanmışlığın batağında yuvarlanıp durmuştu.