Günümüzde sömürgecilik mücadele, kötü söz söylemek veya siyasal mücadele vermektir. Oysa bugün sömürü, sosyal, ekonomik, siyasi ve askeri yöne sahip olmadan önce dünya aydınları tarafından yeni ortaya atılmış olan kültürel boyuta sahiptir. Gününüz dunyasindaki aydınların en büyük özelliği, sömürünün kültürel boyutunu tanımaktır. Sömürüyle kültürel mücadele, zamanın bütün mücadelelerinin başında gelir. Yani evrensel emperyalizmin köküne vurmak.
Albert Memmi şöyle diyor: Emperyalizmin Asya ve Afrika ülkelerine girişi, köylerde şemail dolaştırma işine benzer. Görünüşte halkı aydınlatmak, ahlak ve maneviyat içindir; ama gerçekte, yani hakikatte insanların cebini boşaltmak içindir.
Hayyam, Mevlana'dan daha evrenseldir; çünkü Mevlana'da din ve mezhep rengi vardır. Fakat Hayyam "tabiatın karşısında insandır". Mevlana ise "Türk ve Arabın karşısında işrakî insandır."
Yarı aydınlar da yeni bir söz öğrendiklerinde, onu bedavadan tekrar ederler. Son bilimsel sözleri bildikleri için mutludurlar ve halk da etki altında kalıyor. Ne zaman etki altında kalıyor? Dost, aracı olduğu zaman.
Bir toplumda aydın fikirli( bu aydınlık imanın ta kendisidir) olup da meşguliyet ve yaşamdan vazgeçmeye cesaret edemeyen kimseler, ya çürümüş ve teslim olmuşlardır ya sufî, rahip, ruhban olmuşlardır ya da fesat aleti olmuşlardır!