Medya ve İletişim Sosyolojisi
Eric MaigretÖne Çıkan Medya ve İletişim Sosyolojisi Gönderileri
Öne Çıkan Medya ve İletişim Sosyolojisi kitaplarını, öne çıkan Medya ve İletişim Sosyolojisi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Medya ve İletişim Sosyolojisi yazarlarını, öne çıkan Medya ve İletişim Sosyolojisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Sosyoloji - Toplum - Feminizm - Cinsiyet - Toplumsal Cinsiyet Okuma Listesi / Kitap Önerileri
Burak Özçetin - 
Kitle İletişim Kuramları
Eric Maigret - 
Medya ve İletişim Sosyolojisi
Der. Jacques Perriault - 
İletişim Bilimlerinin Unutulmuş Kökenleri
Richard Sennett - 
Yeni Kapitalizmin Kültürü
Tina Chanter - 
Toplumsal Cinsiyet
Genevieve Lloyd - 
Erkek Akıl
Mead “eğer insanlar arasındaki iletişim kusursuz olsaydı, demokrasi de kusursuz olurdu,’’ der.
Sayfa 59
Birey için anlamı olan her eylem akılcıdır ve yalnızca açıklamaya değil, anlamaya, eylemi toplu nedenselliklere indirgemeye de çalışan sosyolog için anlam taşımalıdır.
Sayfa 48
Fizik ya da kimyaya dair uzman sorulan üzerine görüşümüzü belirtmekten hep ya da çoğunlukla kaçınırız. Ancak iletişimin toplumlarımızdaki yeri hakkında kendimizi yetkin sayarız.
Medyayı değersizleştirirken bir yandan da sürekli izleriz, onu sıradan bulmakla birlikte, gizemli, olağanüstü, çoğunlukla kötücül güçler atfederiz.
Düşünsellik tanım gereği kendi kendine dışsallığı içeren iletişimsel bir süreç olduğundan, birey kendisini kendisi olarak tanımadan önce nesne olarak tanımak için ortak bir aracı, dili kullanan toplumsallaşmış bir hayvandır.
Sayfa 57 - George H. Mead
Televizyon izlemek yalnızca hiçbir yeteneği gerektirmemekle kalmaz, hiçbir yetenek de geliştirmez. Neil Postman
Bir buyruğa uymamak genellikle bir iletişim “başarısızlığı” anlamına değil (fark edilmeyen ya da iyi dile getirilemeyen), bireyler ya da türdeş toplumsal gruplar arasında açık çatışma anlamına gelir.
Sayfa 49
Kuralların öğrenimi ve içselleştirilmesi yalnızca kendi bencil zevkleriyle
ilgilenmekle yetinmeyen toplumsal varlıkları biçimlendirir.
Sayfa 47
Bu düşünce halkın ezilip aptallaştığı, yalnızca bir aydın azınlığın bilinçli kabul edildiği, bu azınlığın halkı halka rağmen ahlakî sefaletten kurtarması gerektiği varsayımından yola çıktığından, seçkinci ve sefaletçi bir eğilime sahiptir.