Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mexico City Blues

Jack Kerouac

Mexico City Blues Hakkında

Mexico City Blues konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
1/10
1 Kişi
1
Okunma
1
Beğeni
147
Görüntülenme

Hakkında

I want to be considered a jazz poet blowing a long blues in an afternoon jam session on Sunday' Freewheeling and spontaneous, Mexico City Blues is Jack Kerouac's most significant and emblematic poem. Consisting of 242 loosely linked 'choruses', it takes in life, death, spirituality, jazz improvisation, memory, fantasies and dreams, all infused with the rhythm of the blues, to create a surreal and all-encompassing epic. 'A spontaneous bop prosody and original classic literature' Allen Ginsberg 'A jazz poet. His sentences frequently move into tempestuous sweeps and whorls and sometimes they have something of the rich music of Gerard Manley Hopkins or Dylan Thomas' The New York Herald Tribune
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 15 dk.Sayfa Sayısı: 256Basım Tarihi: 2019Yayınevi: Penguin Yayınları
ISBN: 9780241388945Ülke: TürkiyeDil: İngilizce
Türler:
Reklam

Yazar Hakkında

Jack Kerouac
Jack KerouacYazar · 18 kitap
Jean-Louis "Jack" Kerouac (12 Mart 1922 - 21 Ekim 1969) Kanadalı-ABD'li romancı ve şairdir. Yakın arkadaşları Allen Ginsberg ve William S. Burroughs ile birlikte Beat Kuşağı akımının kurucusu ve Yolda (On The Road) adlı romanıyla bu akımın simgesi olarak kabul edilir. Kerouac, 1922'de Lowell, Massachusetts'te dünyaya geldi. Babası Léo-Alcide Kéroack ve annesi Gabrielle-Ange Lévesque Quebec'in yerlilerinden Fransız kökenli Kanadalılardı. Aile daha sonra Lowell'a yerleşmişti. Jack Jean Louis Kirouac adıyla vaftiz edildi ve ana dili evde konuşulan Quebec Fransızcasıydı (İngilizce'yi ancak 6 yaşında okula başladıktan sonra öğrenecekti). Dört yaşındayken abisi Gérard daha sonra Visions of Gerard romanında anlatılacak bir romatizmal hastalık sonucu dokuz yaşında öldü. Annesi dindar bir Katolik idi ve kocasının içki, tütün ve kumara düşkünlüğü arttıkça inancı derinleşti. Kerouac annesine çok bağlıydı, üzerindeki etkisi büyüktü ve ileride ondan "aşık olduğum tek kadın" olarak bahsetti. Amerikan futbolundaki yeteneği sayesinde burs kazanarak New York'da Columbia Üniversitesi'ne girdi. Ağır bir sakatlık ve antrenörüyle sürtüşmeleri sonucu spor kariyeri sönünce bursu yenilenmedi. Bunun üzerine üniversiteden ayrılan Kerouac bir süre New York'un Upper West Side mahallesinde kız arkadaşı Edie Parker ile yaşadı. Romanlarında hep bahsedeceği Beat kuşağının çekirdeğini oluşturan insanlarla burada tanışmıştır: Allen Ginsberg, Neal Cassady ve William S. Burroughs. 1942'de deniz ticaret filosuna, 1943'te de Deniz Kuvvetleri'ne katıldı, fakat şizoid bir kişiliği olduğu gerekçesiyle ordudan uzaklaştırıldı. 1944'de arkadaşı Lucien Carr'ın işlediği bir cinayete Burroughs'la birlikte adı karışınca tutuklandılar. Edie'nin büyükbabasından kalan mirası alabilmesi için cezaevindeyken onunla evlendi ve böylelikle kefalet ücreti yatırılabildi. Aşırı ölçüde alkol kullanan Jack Kerouac, 47 yaşında, sirozdan kaynaklanan şiddetli bir iç kanama geçirerek öldü. Öldüğü sırada üçüncü karısı Stella Sampas Kerouac ve annesi Gabrielle ile birlikte yaşamaktaydı. Mirasının büyük bir kısmı annesine kaldı. Gabrielle 1973'de ölünce, onun bıraktığı bir vasiyet gereği, eserlerinin hakları Stella'ya geçti. 2009'da diğer aile üyelerinin bir Florida mahkemesinde açtığı dava sonucunda bu vasiyetin sahte olduğu saptandı.