Milli Görüşten Muhafazakar Demokrasiye

Nureddin Nebati

Milli Görüşten Muhafazakar Demokrasiye Gönderileri

Milli Görüşten Muhafazakar Demokrasiye kitaplarını, Milli Görüşten Muhafazakar Demokrasiye sözleri ve alıntılarını, Milli Görüşten Muhafazakar Demokrasiye yazarlarını, Milli Görüşten Muhafazakar Demokrasiye yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cumhuriyetin gerçekleştirdiği reformlar yukarıdan aşağıyla gerçekleştirilen bir sürecin ürünüydü ve "halk adına halk için" gerçekleştirilen bir toplumsal mühendislik girişiminin eğilimlerini barındırıyordu. Nur Betül Çelik'in ifade ettiği gibi, "kendilerini temsil organıyla, yani meclisle özdeşleştiren Kemalist seçkinler. Cumhuriyetçi idealleri halk adına gerçekleştirme görevi üstleniyorlardı. Hedef kimi zaman halkın iradesiyle çelişse bile gerçekleştirilmeliydi"
Sayfa 117Kitabı okudu
Geçmişle bağı tümden reddeden bir modernleşme tasavvuru ise I. Dünya Savaşı sonrasını belirleyen bir süreçtir. Cumhuriyetin kurulmasına giden süreç ve sonrasında toplumun tüm kurumları Batıya öykünen elitist bir yapılanma aracılığıyla deyim yerindeyse "cebren" dönüştürülmüştür.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
İslamcılık ahlaktan sosyal hayata, iktidara, bireye uzanan bütüncül bir proje önermektir. Bu bütüncül projenin temeli Asr-ı Saadet'e dönüştür. Dolayısıyla bir karşı çıkış, dönüştürme ve direniş hareketiyle el ele ilerler. Pasif değil, aktif bir duruş, bir değerler bütünü önermektedir.
Sayfa 108Kitabı okudu
İslamın emirleri ferdi bağlayan kurallar değil, aynı zamanda topluma, sisteme, hukuka ve son kertede devletin biçimine yani beşeri işlere dair boyutuyla ilgilidir. Dinler ve dolayısıyla İslam idealize edilmiş bir toplum tasavvuruna dayanır. Bu toplumsal yapının temel harcı ise ahlaktır.
Sayfa 104Kitabı okudu
İslam dini belirli bir sistemi savunmaz. Devleti yönetenle yönetilenler arasında dayanışma ve adalet tesis edildiği sürece İslami devlet herhangi bir biçim alabilir. İslami devlet, tek bir biçimde değil, pek çok biçimde varlık gösterebilir. İslam ve Kuran'ın ilkelerinden taviz vermeden, onun toplumsal hayat kuralları ile uyumlu bir şekilde dönemin ve toplumun ihtiyaçlarına en uygun yönetim şeklini bulmak o devrin Müslümanlarına kalmıştır (Khatab ve Bouma, 2010: 33). Bu nedenle İslamiyet herhangi bir devlet biçimi ile doğrudan çatışmadığı gibi, doğrudan bir biçimi de işaret etmez. Demokrasi temel değerleri itibariyle İslamiyetin savunduğu pek çok değeri içermektedir. İslam hukukunun temeli ilahi hukuktur, Allah'ın birliği ve İslamın evrensel olarak uygulanabilirliği ilkesine dayanır.
Sayfa 101Kitabı okudu
Laik sistemler yükselişe geçen uluslaşma modelinin, kilisenin toplum üzerindeki iktidarını ve gücünü geriletmek için başvurduğu zorunlu bir mekanizmaydı. Aydınlanma düşüncesi bu somut koşullar içinde gelişti ve dini toplumsal sistemden çıkarmanın aposteriorik meşrulaştırılmasını sağladı. Dolayısıyla ulus-devlet ve onun ürettiği en rasyonel sistem olarak olumlanan demokrasi sekülerizm düşüncesi ile bütünlük içinde ilerlemiştir. Ancak Batı toplumları için belirli ölçüde geçerli olan aşamalı olarak hayatın sekülerleştirilmesi fikri özellikle İslam dünyasında karşılık bulmamış, bilakis dinin toplumsal hayat içindeki rolü ve etkisi giderek artmıştır (Küçükcan, 2005: 113). Müslümanların demokrasi geleneği ile çatıştığı nokta budur. Demokrasi geleneği rasyonelliğin bir gereği olarak sekülerleşmeyi dayatmadığı ve çeşitli toplumlarda inanç biçimlerinin toplumsal hayat ve hukuk üzerindeki belirli etkilerini kabul edecek şekilde genişlediği sürece Müslüman toplumların dinamikleriyle de uyumludur.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Geri13
40 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.