Batı Siyasal Düşüncesinde Ulusalcılık Tasavvuru

Milliyetçilik: Bir Din

Carlton J. H. Hayes

Milliyetçilik: Bir Din Sözleri ve Alıntıları

Milliyetçilik: Bir Din sözleri ve alıntılarını, Milliyetçilik: Bir Din kitap alıntılarını, Milliyetçilik: Bir Din en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Modern milliyetçilik gerçekten de eşine az rastlanır derecede eli kanlı bir dindir. Bu yüzyılın ilk yarısında milliyetçi savaşalrda katledilen insanaların sayısı, Ortaçağda dörtyüz yıllık Haçlı seferlerinde ölen insan sayısından çok daha fazladır. Esas sebebi zamanımızın milliyetçi savaşının topyekin olmasıdır; bu savaş, sınıf savaşı değil kitlelerin savaşıdır. Asya'nın, Afrika'nın kitleleri okur-yazar hale gelip hakkıyla telkine tabi tutuldukça ve tüm dünya dile dayal ımilli devletlere bölündükçe, daha nice sayısız savaş patlak verebilir ve daha nice soykırımlarda insanlar kurban edilebilir. Çağımız milliyetçiliğinin sayıları giderek artan hasetçi ve kavgacı mezhepleri vardır. Ayrıca,o, bir bütün olarak, dünya dini olmaya en yakın ve en yeni adaydır. Kültü artık evrenseldir; Avrupa ve Amerika'nın düdük ve trampetlerinin yanında, Afrika'nın tam-tamları da eşlik etmektedir ona.
Günümüzde, fertler artık milli devlet içinde doğmakta, doğumun laik tescili, geçirilmesi, milli vaftiz ayinini teşkil etmektedir. Sonrasında devlet onu tüm hayatı boyunca tecessüsle takip eder, ona milli ilmihal dersleri verir, muttaki bir okul eğitiminden geçirir ve milli kudsiyetin güzelliklerini öğretir, (ne kadar yüce veya aşağı olursa olsun) devlete kulluk hayatına uygun hale getirir, yalnızca doğumunu değil, evliliğini, çocuklarının doğumunu ve ölümünü de resmi kayıt altına alarak, onun hayati krizlerini yad eder.
Reklam
Türklerin çoğu müslüman kalmaya devam etti; ama İslamiyet artık kamuya değil ferde ait bir mesele haline geldi. İslamiyet'ten esirgenen ilgi ne Hıristiyanlığa ne de tabiat üstü başka bir dine yöneltildi. Milliyetçilik resmi Türk dini oldu. Aynı zamanda, ordu savaş düzeninde tutuldu; milli okul eğitimi ve propagandasına ağırlık verildi. Türk kitleler okuma yazma öğrendikçe, ders kitaplarından ve radyolardan, yüksek medeniyet kurmuş kadim Hititlerden (hoş bir efsane olarak) gelmiş ve çağlar boyu bir misyon üstlenmiş üstün bir ırka mensup olduklarını, şimdi büyük bir ırk ve büyük bir millet olarak bir krz daha üzerlerine düşeni yaptıklarını öğrendiler.
Sanayi Devrimi ve Milliyetçilik
Şayet tüm dünya eşzamanlı ve tek tip bir sanayileşme geçirseydi ve ehr yerde aynı yaşam standardı hakim olsaydı muhtemelen milli farklılıklar vurgulanmayabilir, "barış ve evrensel kardeşlik" vaadinde bulunan tam ekonomik liberalizm gerçekleştirilebilirdi. Ne ütopik bir rüya! Gerçekte ise, hiçbir zaman herhangi iki ülke tümüyle aynı sanayileşme seviyesinde olmadığı gibi özellikle, 1880'den sonra kısmen sanayileşmiş her ülke Milliyetçilik duygularını ve Milli hükümetin gücünü kullanarak gümrük ve teşviklerle kendi sanayisini yabancı rekabete karşı koruma, çalışma yasaları ve yabancı göçünü kısıtlama yoluyla da kendi halkının yaşam standardını yükseltme yolunu tuttu.
İnsan kültürü daima çeşitli dil, âdet ve geleneklerle farklılaşmış olduğu için, milliyetçilik insanlık tarihi boyunca varolmuştur. Ancak, belirli milliyetler görünmüş ve kaybolmuş, yükselmiş ve yıkılmıştır.
Bir milliyetin ne olduğunu kavrayabilmek için onu devlet veya milletle karıştırmaktan kaçınmalıyız. Bir İsviçre devleti ve milleti vardır ama dar anlamda konuşulursa, İsviçre milliyeti diye bir şey yoktur. Benzer biçimde bir Belçika milleti ve devleti vardır; ama Belçika milliyeti yoktur.
Reklam
26 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.