Milenyum Eşiğinde Yaşam ve Ölüm Üzerine Düşünceler

Milyarlarca ve Milyarlarca

Carl Sagan

En Eski Milyarlarca ve Milyarlarca Sözleri ve Alıntıları

En Eski Milyarlarca ve Milyarlarca sözleri ve alıntılarını, en eski Milyarlarca ve Milyarlarca kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kaygı, evrimin geliştirdiği uzlaşma yollarından biridir; gelecek kuşağın var olabilmesi için gerekli ama bu kuşak için acı vericidir. İşin püf noktası, eğer yapabilirseniz, yaşanacak kaygıları doğru seçmektir. Tasasız umursamazlık hali ile sinirli kuruntuculuk arasında benimsememiz gereken bir orta yol vardır.
Sayfa 103Kitabı okudu
"İlk bir iki gün hepimiz kendi ülkelerimizi görmeye çalışıyorduk. Üçüncü ve dördüncü günlerde ülkemizin yer aldığı kıtaları birbirimize gösteriyorduk. Beşinci güne geldiğimizde sadece tek bir Dünya olduğunu fark etmiştik.” -Prens Sultan bin Salman El Suud Suudi Arabistanlı astronot
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
"Peki ama ışık aynı anda nasıl hem bir dalga hem de parçacık olabilir? Belki de ışığın ne bir dalga ne de parçacık değil, gündelik yaşamda bilinen karşılığı olmayan başka bir şey olduğunu; bazı koşullarda bir dalganın, diğerlerindeyse bir parçacığın özelliklerini gösterdiğini düşünmek daha doğru olabilir. Bu dalga-parçacık ikiliği aczimizi ortaya koyan önemli bir gerçeğin belirtilerinden biridir: Doğa her zaman bizim beklentilerimiz ve tercihlerimiz doğrultusunda, bizim rahat ve kolay anlaşılır kabul ettiğimiz şekilde hareket etmez."
"Belki de en parlak doğal nesne yeni yağmış kardır. Ancak o da üzerine düşen güneş ışığının ancak yüzde 75'ini yansıtır. En koyu renkli herhangi bir nesne - örneğin siyah kadife - üzerine düşen ışığın sadece çok az bir yüzdesini yansıtır. "Siyah ve beyaz kadar farklı" sözü kavramsal bir yanlıştır. Çünkü siyah ve beyaz temelde aynı şeydir. Fark sadece yansıtılan ışığın göreli miktarındadır, renkte değil."
" İnsanlar arasında "beyaz"ların çoğu, yeni yağmış kar kadar (hatta beyaz bir buzdolabı kadar) beyaz değil; "siyah"ların çoğu da siyah kadife kadar siyah değildir. Terimler göreli, belirsiz ve kafa karıştırıcıdır. İnsan derisinin yansıttığı ışık yüzdesi kişiden kişiye büyük ölçüde değişir. Derideki pigmentasyon temelde vücudun, proteinlerde sık rastlanan bir aminoasit olan tirozinden ürettiği melanin adı verilen organik bir molekül tarafından oluşturulur. Albinolar vücudun melanin üretmemesiyle ortaya çıkan kalıtsal bir hastalığın etkisindedir. Derileri ve saçları süt beyazıdır ve gözlerinin irisi pembedir. Doğada albino hayvanlara az rastlanır, çünkü derileri onları Güneş'in radyasyonuna karşı pek fazla koruyamaz ve koruyucu bir kamuflajdan yoksundurlar. Albinolar genelde fazla yaşamazlar."
"Güneş ışığı, gökkuşağının tüm renklerini karşılayan frekanslardaki dalgaların karışımından oluşur. Sarı ışık, kırmızı ya da mavi ışıktan biraz daha fazladır ve bu da Güneş'in sarı görünmesinin sebeplerinden biridir. Bütün bu renkler diyelim ki bir gül yaprağı üzerine düştü. Peki, o zaman gül neden kırmızı görünür? Çünkü kırmızı dışındaki bütün renkler yaprak tarafından emilir. Önce karışım halindeki ışık dalgaları güle çarpar. Dalgalar yaprağın yüzeyinin altında gelişigüzel sekerler. Küvetteki suda oluşan dalga gibi her yansımada dalga gücünü biraz daha kaybeder. Ancak her yansımada mavi ve sarı dalgalar kırmızılardan daha çok emilir. Yaprağın içindeki birçok yansımadan sonra sonuçta kırmızı işık öteki renklerin hepsinden daha çok geri yansır. İşte bu nedenle de kırmızı bir gülün güzelliğini algılayabiliriz. Mavi ya da mor çiçeklerde de tamamen aynı şey olur. Ancak bu kez, art arda birçok yansımadan sonra kırmızı ve sarı işık emilir, mavi ve mor ışıksa geri yansıtılır."
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.