“içimde çok büyük bir ağlamak var. bir ağacın altında oturarak hem kendime, hem bütün insanlara, hem börtü böceğe, kurda kuşa. bin yıllık gözyaşıyla ağlamak istiyorum...”
"İçimde çok büyük bir ağlamak var. Bir ağacın altında oturarak hem kendime, hem bütün insanlara hem börtü böceğe, kurda kuşa. Bin yıllık gözyaşıyla ağlamak istiyorum."
Mimoza Sürgünü ne boğmaya geliyorum. Birazdan alıntıların hepsini notlarıma geçireceğim tekrar okumak gibi bir şey olacak. O sırada her yeri
Mimoza Sürgünü boğacağım. Atları bağlamak yok kanatlandık uçacağız.
Mimoza Sürgünü ne inceleme yazmaya doyamıyorum okumaya doyamadığım gibi. İleti yazmak iyi olacak sanırım. Sürekli konuşmak konuşmak konuşmak istiyorum. Sadece
Mimoza Sürgünü nden bahsedelim, her denemeyi saatlerce konuşalım, en ince ayrıntısına kadar şaşıralım istiyorum. Etkisinden çıkamıyor, dahası susamıyorum. Canım
Büşra ile benim sineklere karşı bakışımızı bile öyle güzel değiştirdi ki.. hangi yüreğin aklına gelir ki bir sineğin gözünden bir yazarı yazmak, Allah’tan karıncayı görecek bir bakış istemek, köpeğe erdemli bir yazı yazdırmak, en sevdiği yazara bile baş kaldırmak. Düşündükçe içime sığdıramıyorum.
Büşra nın kafasını bir güzel şişiriyorum. 🤭 Allahım keşke Gogol’un Palto’sundan çıkan bir Dostoyevski olmasam bile Nazan Bekiroğlu’nun
Nar Ağacı ‘ndan düşen bir nar olsaydım. O zaman belki biraz durulurdum, kim bilir..
Sahi, bu dünyada öyle bir yer var mıdır? Bütün insanların mutlu olduğu, bütün- kedileri köpekleri haydi haydi- örümceklerin bile incitmekten korkan, karıncaları ezmekten sakınan, tek bir çocuğun bile acı çekmesine göz yummayan insanların, sadece o insanların yaşadığı bir yer?
Içimde çok büyük bir ağlamak var. Bir ağacın altına oturarak hem kendime hem bugün insanlara hem börtü böceğe hem kurda kuşa. Bin yıllık gözyaşıyla ağlamak istiyorum...
"içimde çok büyük bir ağlamak var. bir ağacın altında oturarak hem kendime, hem bütün insanlara hem börtü böceğe, kurda kuşa. bin yıllık gözyaşıyla ağlamak istiyorum."
Şimdi sen çok yorgunsun. Her gün daha az şaşıracak daha az sarsılacak kadar. Bütün eski defterleri kapatacak ama yeni bir sayfa da açamayacak kadar. Bir ömür boyu can taşır gibi saklanmış sayfaları bulup çıkaramayacak, emanet cümlelere sığacak kadar. Anlatmaktan değil susmaktan. Yaşamaktan değil yaşamamaktan. O kadar yorgunsun.