Modern Ulus Devlet

Ali Bulaç

Modern Ulus Devlet Gönderileri

Modern Ulus Devlet kitaplarını, Modern Ulus Devlet sözleri ve alıntılarını, Modern Ulus Devlet yazarlarını, Modern Ulus Devlet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ancak bugün politik toplum karşısında yeni taleplerle ortaya çıkan sosyal faktörler farklıdır ve bunlar da sendikalar, baskı grupları, demokratik örgütler, meslek kuruluşları ve çok sayıda marjinal kesimden oluşurlar. Bunlar sistemin özüyle ilgili eleştiriler yönetmekten çok, sistem içinde birer yelpaze olma, varlıklarını ve çıkarlarını koruma mücadelesi vermektedirler. Söz konusu yeni aktörlerin sistemden kopma ve moderniteyi aşma yönünde potansiyel yetenekleri olamaz, çünkü zaten kendileri modern hayatın gayr-ı tabiî serasında yetişmiş turfanda ürünlerdir.
Sayfa 177Kitabı okudu
Türkiye'de demokrasinin önündeki en önemli engel, on dokuzuncu yüzyıl pozitivizmi ve Aydınlanma despotizmiyle malûl laikliktir. Laiklik konusu ve laiklik ile demokrasi arasındaki ilişki tatminkâr bir çözüme kavuşmadan demokrasinin oturacağı beklentisi içinde olmak boşuna görünüyor.
Reklam
Ancak ulus devlet, tanım gereği bir kavmin birimini esas almak zorunda olduğundan, aynı topraklarda ve yüzyıllarca bir arada yaşayan çok sayıda dinî ve etnik kimliği inkâr etmek durumundadır. Ulus devlet, totaliter ve hegemoniktir; bu hegemonik vasfı sürdürebildiği kadar tek ulusun yücelttiği değerlerini diğer kavim ve etnik gruplara kabul ettirebilir.
Bu durumda siz Hıristiyan, Budist ve Müslüman okullar, kolejler, üniversiteler kurabilirsiniz; ama modern hayatın üretimini sağlayan standartların dışına çıkıp başka hayatların sürebileceği özgür ve muhalif alanlar yaratamazsınız. Bu bağlamda sivil talepler de birer sahte rehabilitasyonlardır ve esasında modern devletin böyle şeylere ihtiyacı vardır.
Yaygın eğitimle bireyi merkezî kültürün bilincine bağlayan devlet, örgün ve kurumsal eğitimle de başarı, statü ve güç elde etmenin aracı olan beceri ve uzmanlıklar kazandırmakta, böylece kendisinin tanımladığı toplumu kumanda ederek yönetebilmektedir.
Bundan böyle bilgi ve bilimlerin amacı hikmet, bilgelik, varlığın kutsal düzeniyle uyum sağlama, bu kutsal düzeni keşfetme ve Tanrı'nın bilgisi (marifet) ve yüceliğini kavrama çabası olamazdı. Bilimin amacı, doğadan başlayarak varlığa hükmetmek, onu salt insanî denetim altına almak ve onu azamî derecede sömürmektir. F.Bacon, doğayı bir ava benzetiyor, insana hizmet etmeye mecbur ve mahkûm bir hizmetçi şeklinde görüyordu.
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.