Molla Sadra ve Sühreverdi Dersleri Sözleri ve Alıntıları
Molla Sadra ve Sühreverdi Dersleri sözleri ve alıntılarını, Molla Sadra ve Sühreverdi Dersleri kitap alıntılarını, Molla Sadra ve Sühreverdi Dersleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şiirin felsefeyle derin, hatta ayrılmaz bir ilişkisi olduğuna inanıyorum. Şiirin derinliğinde felsefe vardır. Belki de felsefenin derinliğinde de şiir vardır.
İbn Sina "Ruh bedene taalluk etmektedir" diyor. Ayniye diye çok ayrıntılı bir kasidesi var orada ruhu bir ruhani güvercine benzetiyor. O güvercin geliyor ve bedene konuyor. Onun felsefesinde de ruh ve beden ayrımı söz konusudur. Bedenin anne rahminde cenin şeklinde bulunduğu ve çeşitli aşamalardan geçtiği sırada ayette de geçen ilahi ruhun üflenmesiyle nefsin oluştuğu söyleniyor. İbn Sina'nın görüşü bu şekildedir. Aristo da böyle düşünüyordu, Eflatun da böyle düşünüyordu. Batı felsefesinde bu düalizmi çok açık hale getiren kişi meşhur Fransız filozofu Rene Descartes oldu.
Descartes "Düşünüyorum öyleyse varım." dedi. Böylece insanın temelini düşünce olarak gördü. Düşünce ise bedene ait değildi. O, bu sözüyle "ben düşünceyim" demiş oldu. Descartes'in düşünceyle başlarken başlangıçtaki sorunu bedene ulaşamamış olmasıydı. Çünkü düşünme dışındaki her şeyden şüphe etti. Sonra mademki şüphe ediyorum, şüphe etmek bir düşüncedir. Şüphe ettiğimden şüphem yok. Şüphe ettiğime, yani düşündüğüme göre o halde ben varım dedi. Böylece felsefesinin temelini düşünce üzerine kurdu.
Birkaç tüccar bir gemiye inciler ve mücevherler yükledi. Gemi aniden fırtınaya yakalandı. Çiftçiler dediler ki, gemide ne kadar yük varsa hepsini denize atın ki, gemi hafiflesin. Tüccarlar da böyle yaptılar, canları tehlikede olduğu için tüm mücevherlerini denize döktüler. Bu şekilde kurtuldular ve kıyıya çıktıklarında artık o mücevherlerin bahsini bile etmediler. Yani bir anda tüm bağlarını kopardılar.