Molla Sadra ve Sühreverdi Dersleri

Ozan Kemal Sarıalioğlu

Molla Sadra ve Sühreverdi Dersleri Sözleri ve Alıntıları

Molla Sadra ve Sühreverdi Dersleri sözleri ve alıntılarını, Molla Sadra ve Sühreverdi Dersleri kitap alıntılarını, Molla Sadra ve Sühreverdi Dersleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Molla Sadra
“Akıl hem varlıksal açıdan hem de kemâl açısından Allah’tan başkasına muhtaç olmayan tek şeydir. Geri kalan her şey ise akla muhtaçtır.”
Akıl en yüksek varlık­tır.
Sayfa 447 - Aklın da sirayet eden mertebeleri vardır.. tıpkı güneşin aydınlatıcı ışıkları gibi, bölüm bölüm ve kuşatıcı.
Reklam
Şiirin felsefeyle derin, hatta ayrılmaz bir ilişkisi ol­duğuna inanıyorum. Şiirin derinliğinde felsefe vardır. Belki de felsefenin derinliğinde de şiir vardır.
Sayfa 386 - İbrahimi Dînânî
İbn Sina "Ruh bedene taalluk etmektedir" diyor. Ayniye diye çok ayrıntılı bir kasidesi var orada ruhu bir ruhani güvercine benzetiyor. O gü­vercin geliyor ve bedene konuyor. Onun felsefesinde de ruh ve beden ayrımı söz konusudur. Be­denin anne rahminde cenin şeklinde bulunduğu ve çeşitli aşama­lardan geçtiği sırada ayette de geçen ilahi ruhun üflenmesiyle nef­sin oluştuğu söyleniyor. İbn Sina'nın görüşü bu şekildedir. Aristo da böyle düşünüyordu, Eflatun da böyle düşünüyordu. Batı felse­fesinde bu düalizmi çok açık hale getiren kişi meşhur Fransız fi­lozofu Rene Descartes oldu. Descartes "Düşünüyorum öyleyse varım." dedi. Böylece insa­nın temelini düşünce olarak gördü. Düşünce ise bedene ait değildi. O, bu sözüyle "ben düşünceyim" demiş oldu. Descartes'in düşün­ceyle başlarken başlangıçtaki sorunu bedene ulaşamamış olmasıydı. Çünkü düşünme dışındaki her şeyden şüphe etti. Sonra mademki şüphe ediyorum, şüphe etmek bir düşüncedir. Şüphe ettiğimden şüphem yok. Şüphe ettiğime, yani düşündüğüme göre o halde ben varım dedi. Böylece felsefesinin temelini düşünce üzerine kurdu.
Sayfa 111
O yüklerin ışıltısından ki kurtulmak gerek..
Birkaç tüccar bir gemiye inciler ve mü­cevherler yükledi. Gemi aniden fırtınaya yakalandı. Çiftçiler dediler ki, gemide ne kadar yük varsa hepsini denize atın ki, gemi hafiflesin. Tüccarlar da böyle yaptılar, canları tehlikede olduğu için tüm mücevherlerini denize döktüler. Bu şekilde kurtuldular ve kıyıya çıktıklarında artık o mücevherlerin bah­sini bile etmediler. Yani bir anda tüm bağlarını kopardılar.
Sayfa 366
Ruhani olmayan bir idrak yoktur. Kavrayış, idrak ve ruhaniyetle aynı cinstendir.
Sayfa 117 - Maddeye karışan, onunla da bütünleşen ruhaniyet.. birbirinden ayrı lakin birbirine denk, ruh ve beden misali.
Reklam
275 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.