Murtaza
Orhan KemalMurtaza Gönderileri
Murtaza kitaplarını, Murtaza sözleri ve alıntılarını, Murtaza yazarlarını, Murtaza yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Muhacir bekçi Murtaza
"Görse idin kurs, alsa idin sıkı terbiye hem da disiplin amirlerinden, dolaşsa idi damarlarında Hasan Bey'in kanı, bilir idin kapıcı barakasının olmadığını piyasa mahalli, atmaz idin tur.”
Sayfa 313 - Everest Yayınları 20. Baskı, Nisan 2013.Kitabı okudu
"Don Kişot yeryüzünde tek değildi malumuâliniz... ve Don Kişot'ların kökleri hiçbir devirde kurumadı ki devrimizde kurusun. Her memleketin kendine göre Don Kişot'ları var, olacak."
Sayfa 278 - Everest Yayınları 20. Baskı, Nisan 2013.Kitabı okudu
Para ve namus
“İyi ama, bakkal şekeri, kuru fasulyeyi, nohudu, mercimeği, kasap eti; fırıncı ekmeği şerefle şanla vermiyor ki, para istiyor, parraaa!”
İlk bakışta kadın haksız değildi şüphesiz. Gerçekten de bakkal şekeri, kuru fasulyeyi, nohudu, mercimeği; kasap eti; fırıncı ekmeği şerefle, şanla vermiyor, para istiyorlardı. Doğruydu. Yanlış olan, paraya önem verenlerin, paraya değil, şerefe şana önem vermemeleriydi. İşte Murtaza'yı çileden çıkaran nokta da buradaydı! Bütün vatandaşlar paraya değil, şerefe, şana, namusa tapmalıydılar. O zaman para değerini yitirir, esnaf şerefi, şanı makbul tutar, zamanla da şeref, şan, namus paranın yerini alırdı ki, “cahil halk” para kazanmaya değil, şeref, şan kazanmaya bakar, millet topyekün şeref, şan ve namus sahibi olurdu. Bu da bütün vatandaşların “çelik bilek, tunç yürek”li olmalarını sağlar, bu sağlanınca da düşmanlar ürker, yurda saldırmayı göze alamazlardı.
Sayfa 122 - Everest Yayınları 20. Baskı, Nisan 2013.Kitabı okudu
İslamın Şartları
" İslamın şartı beş değil mi?”
“Beş.”
"Say bakayım..."
"Savm, selât, hac, zekat, kelime-i şahadet.”
“Savm, selât, hac, zekat zenginin harcı. Fakir fukaraya kalıyor kelime-i şahadet. Bir kelime-i şahadetle doğru cennete.”
Sayfa 190 - Everest Yayınları 20. Baskı, Nisan 2013.Kitabı okudu
Fabrika kontrolü Murtaza
“Eksik olma, o senin kendi insanlığın. Beni sevip hatırımı sayıyorsun diye şımarmam mı lazım? Tövbee... İnsan olan bir insan, sevilip sayıldığını bilmeli. Lakin adamım nerdee, bu ince işler nerde? Herifteki gönül gönül değil, Erciyes Dağı. Şef de, amir de benim diyor. Fen Müdürü beni bu fabrikaya hususi aldı. Ben bu fabrikayı disipline sokacam diyor.” “O kim oluyormuş da fabrikayı disipline sokacakmış?”
Sayfa 202 - Everest Yayınları 20. Baskı, Nisan 2013.Kitabı okudu
“Yorulmak mı? Ne demek yorulmak? Kabul edemem, zinhar. Dayım Hasan Bey, geceleri uyumaz idi ve yorulmaz idi asla. Haçan bu Mürteza da madem taşır onun mübarek kanını, ne demek yorulmak? Bir vazife elbette çok yüksektir bir yorulmaktan.”
Sayfa 221 - Everest Yayınları 20. Baskı, Nisan 2013.Kitabı okudu
Umum Müdür kulaklarına inanamıyordu. Çalıştığı yerin, devlet ve milletin çıkarlarını kendi öz çıkarlarından önce tutsun? Var mıydı yeryüzünde böyle insan? Kalmış mıydı?
Sayfa 277 - Everest Yayınları 20. Baskı, Nisan 2013.Kitabı okudu
"-Sende şu kadar idare yok
+Bendee? Ne için be müdürüm?
-Yok tabii. Fabrikayı birbirine kattın.
+Kattım?
-Kattın tabii. Herkes senden şikayetçi.
Fen müdürünün masasına her zamankince, az daha sokuldu:
+Benden ha?
-Evet senden!
+Kimler şikayetci acaba benden müdürüm?
-Dokuma Şefi şikayetçi, iplik ustaları şikayetçi, Azgın şikayetçi...yarın işcilerde sökün edecek!
Masadan az daha gerileyen murtaza başını ağır ağır salladı:
+Çünkü arslanıyım vazifemin, yaparım vazifemi
-Nasıl?
+Uyutmam hiç vazife bir sırasında, hem de çardırtmam çene hiç birine..."
Sayfa 209Kitabı okudu
"Vazife bir sırasında görmez gözüm evladımı demem ciğerparem"
"Yok almaya ihtiyacım akıl hiç kimseden. Kırılsın sapı kaşığın..."
Ensiz Necip'in kolunu tutan Yassı Bekir gülmekten iki kat, "Bayılacağım," dedi, "şerefsizim gülmekten kasıklarım çatlayacak"
Ensiz Necip'se ondan geri değildi. Gülmekten onunda gözlerinden yaşlar boşanmıştı:
"Sinama, anam avradım olsun sinama halt etmiş!"
"Gözlerim çok kuvvetlidir. İyi bakar, iyi görürüm. Bakıyorum, sende cehaletten başka bir şey göremiyorum..."