Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Toplu Öyküler

Mürver Ağacı

Oscar Wilde

En Eski Mürver Ağacı Gönderileri

En Eski Mürver Ağacı kitaplarını, en eski Mürver Ağacı sözleri ve alıntılarını, en eski Mürver Ağacı yazarlarını, en eski Mürver Ağacı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Günümüzde insanlar her şeyin fiyatını biliyorlar ama hiçbir şeyin değerini bilmiyorlar.
Dokumacı, "Savaşta," diye karşılık verdi, "güçlüler güçsüzleri, barışta da zenginler fakirleri köleleştirir. Yaşamak için çalışmak zorundayız, fakat bize o kadar düşük yevmiye veriyorlar ki, resmen ölüme terk ediliyoruz. Biz onlar için bütün gün eziyet çekerken onlar kasalarına altın yığıyor, bu arada çocuklarımız vakitsizce çöküyor ve sevdiklerimizin yüzü katılaşıp canavarlaşıyor. Üzümleri biz eziyoruz, şarabı başkaları içiyor. Darıyı biz ektiğimiz halde tabaklarımız bomboş. Zincirlerimiz olduğu halde kimsenin gözü onları görmüyor, köle olduğumuz halde insanlar bizi hür sanıyor.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Doğrusu şu ki, acı bu dünyanın efendisidir, onun ağından kimse kurtulamaz.
"Tanrı, meleklerinden birine, 'Bana şehirdeki en değerli iki şeyi getirin,' dedi. Melek O'na kurşun kalp ile ölü kuşu getirdi. Tanrı, 'Doğru tercih yaptın,' dedi, 'çünkü ebediyete kadar bu küçük kuş cennet bahçemde şakıyacak, Mutlu Prens de altın şehrimde beni övecek."
"Bülbül, 'Kırmızı bir gül için ölmek ne büyük bir bedel!' dedi, 'Hayat herkes için çok değerlidir. Yeşil ormanda oturup Güneş'i altın, Ay'ı ince arabasında seyretmek hoştur. Tatlıdır alıcın rayihası; tatlıdır vadide saklı çan çiçekleri, tepeleri saran fundalar. Fakat Aşk, Hayat'tan daha güzeldir; ayrıca bir insan kalbinin yanında bir kuşun kalbi nedir?"
"Çocuk ona doğru gülümseyip, 'Bahçede bir kere oynamama izin verdin, bugünde ben seni cennet bahçemde ağırlayacağım,' diye cevap. verdi. O gün öğleden sonra çocuklar oynamak için geldiklerinde Dev'in ölmüş olarak ağacın altında yattığını gördüler; baştan ayağa beyaz çiçekler içindeydi."
Reklam
Mutlu Prens’in gözleri yaşlarla doluydu ve o yaşlar altın yanaklarından aşağı süzülüyordu. Ay ışığında yüzü o kadar güzel görünüyordu ki, küçük Kırlangıç’ın yüreği burkuldu.“Kimsin?” dedi. “Ben Mutlu Prens’im.” Kırlangıç, “Öyleyse niçin ağlıyorsun?” diye sordu; “Sırılsıklam oldum.”“Ben hayattayken ve bir insan kalbine sahipken,” dedi heykel, “gözyaşı nedir bilmez, çünkü üzüntünün girmesine izin verilmeyen Sanssouci Sarayı’nda yaşardım. Gündüzleri dostlarımla bahçede oynar, akşamları Büyük Salon’da dansın başını çekerdim. Bahçeyi çok yüksek bir duvar çevirirdi, ama arkasında ne olduğunu merak edip sormazdım; çevremdeki her şey çok güzeldi. Maiyetim bana Mutlu Prens derdi. Gerçekten de mutluydum, tabii haz mutluluksa. İşte öyle yaşadım ve öyle öldüm. Öldükten sonra beni o kadar yükseğe yerleştirdiler ki, yaşadığım şehrin tüm çirkinliklerini ve tüm sefaletini görmeye başladım ve kalbim kurşundan olmasına rağmen artık ağlamadan duramıyorum.”
Mutlu Prens
" “Ölüler Evi’ ne gidiyorum. Ölüm, Uyku’nun kardeşidir, değil mi?” Ve Mutlu Prens’i dudaklarından öpüp can vererek ayaklarının dibine düştü. O an heykelin içinden bir şey kırılmış gibi tuhaf bir çatırtı geldi. Prens’in kurşun kalbi tam ortadan ikiye ayrılmıştı. "
Mutlu Prens
Maiyetim bana Mutlu Prens derdi. Gerçekten de mutluydum, tabii haz mutluluksa.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.