Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tayyip ve Emine

Musa'nın Çocukları

Ergün Poyraz

Sayfa Sayısına Göre Musa'nın Çocukları Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Musa'nın Çocukları sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Musa'nın Çocukları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gürcü mü yoksa rum mu? Tayyip'in hayat hikayesine bakmadan önce dedelerinin nereden geldiğine bakmak onun hikayesini anlamamızı bir hayli kolaylaştıracaktır. Tayyip'in anne tarafı rize ili güneysu ilçesine gürcistanın başkenti batumdan gelmişlerdi. O sıra batumdan gelen aileler arasında "mezarcı" ailesi de vardı.
Potamya'nın gururu Tayyip, başbakan olarak memleketi rizenin güneysu beldesine gittiğinde hemşehrileri kendisini "potamyaya hoş geldin", "potamyanın gururu" pankartlarıyla karşıladı. Buralar güneysu olarak bilinirdi. Potamya ne demekti? İşin aslı çok geçmeden ortaya çıkıyordu: güneysu ilçesinin rumca ismi potamya'ydı. Bu beldenin ahalisinin bir kısmı sonradan müslüman olmuş rumdu. Hala beldenin rumca adını kullandıklarına göre Türklüğü içlerine tam sindirememişler demekti. Tayyip erdoğan bu pankarttan rahatsız olmadı. En ufak bir tepki göstermedi.
Reklam
Yunanistan ziyareti Erdoğan, simitisle gerçekleştirdiği görüşmelerde iki saati aşkın başbaşa kalmıştı. Bu görüşmelerde konuştukları dil merak konusu olmuştu. Öyle ya, tayyip ingilizce bilmiyor simitis ise Türkçe'den anlamıyordu. Sonunda tayyip bu olaya da açıklık getirdi. Anlatımına göre ilk patronu rumdu. Bu arada kardeşinin de mossad ile yakın ilişki içinde olan oferin gemilerinde çalıştığı ortaya çıkıyor, tayyip hükümeti tarafından ülke limanları ve kaynakları ofere adeta altın tepsi içinde sunuluyordu.
Kısacası, tayyip erdoğan Türk kökenli değildi. Zaten Türklük şuuru da taşımıyordu. Zorunlu olmadıkça Türk sözünü kullanmıyor, Türklüğü ve Türk milliyetçiliğini ayrımcılık olarak değerlendirdiğini çok kere vurguluyordu.
Tayyip'in küfürle imtihanı Tayyip verdiği röportajda "küfür faslı kapandı" diyordu, demesine de ancak gerçek hiç böyle değildi. Her sinirlendiği ortamda kendine hakim olamayarak küfrü basıyordu.
asdaas sana yazmasın kapat, ben seni ararım..
Tayyip'in Kültür Müdürlüğünü yaptığı Milli Türk Talebe Birliği'ne 1975 yılında kayıt olan ve Tayyip'in MSP Gençlik Kolları Başkanlığından bu yana sürekli danışmanlığını yapan Mehmet Metiner, yaptıkları mitingleri söyle anlatıyor: "İran'da Ayetullah Humeyni önderliğinde bir İslam devrimi gerçekleştirilmişti. Afganistan'da komünist darbeye ve Rus işgaline karşı yaygın bir cihat hareketi başlamıştı. Pakistan'da Ziya ül-Hak, Butto'yu devirerek ülkeye şeriat rejimini getirdiğini açıklamıştı. Bütün bu gelişmeler öz güvenimizi artırmış ve daha bir pervasız davranmamıza neden olmuştu. Laik ve dinsiz devlete karsı cihad çağrılarımız sokaklara taşmıştı artık. Mitinglerdeki sloganlarımız bile giderek cüretkâr bir kimliğe bürünmüştü. Erbakan Hoca konuşurken hep bir ağızdan bağırırdık: "Vur de vuralım, öl de ölelim!", "Erbakan, Ziya, Humeyni! Yaşasın İslam Birliği!" Şeriata yönelik eleştirilere karşı hançeremiz yırtınırcasına bağırırdık: "Şeriat İslam'dır, Anayasa Kur'an'dır''.
Reklam
1989 yılı yerel seçimlerinde Beyoğlu Belediye Başkanlığı'na aday oluyor, meyhanelere, gece kulüplerine ve genelevlere kadar gidip oy isteniyordu. Seçim sonuçları açıklandığında Erdoğan kıl payı ikinci oluyor ve seçimi kaybediyordu. Hemen "seçim sandıkta kaybedildi" söylentisi yayılıyor, bu söylenti sonucunda da Seçim Kurulu'na itiraz ediliyordu. Görevli hâkim, Tayyip ve arkadaşlarının itirazını kabul etmeyince Erdoğan sinirleniyor; hâkime dönüp "sarhoş kafayla karar veremezsin" diyordu. Bu sözler üzerine hâkim davacı oluyor, Erdoğan'a suçüstü yapılarak Sağmalcılar Cezaevi'ne götürülüyordu. RP'liler ve Şirket burada da devreye giriyor, Erdoğan'ı bir hafta revirde misafir ettirerek koğuşa göndermiyorlardı.
Irak'ı işgal eden ABD'li askerler için yatıp kalkıp en az kayıpla ülkelerine dönmeleri için dua edip bu dileklerini içeren bir mektubu Bush'a gönderirken, Şehit olan askerlerimiz için "Askerlik yan yatma yeri değildir" diyordu. Bununla da kalmıyor; Apo alçağı ve PKK'nın şehit ettiği insanlarımız için "Kelle" tabirini kullanıyordu.
Nihayet, tayyip başbakan olunca kendisine dert yanan çiftçi karşısında içinde sakladığı cevherleri kusuyordu: "artislik yapma lan... Ananı da al git, lannn"... İhlasa para kaptıranlara; "paraları yatırırken sormuyorsunuz, kaptırdıktan sonra ne yapacağız diyorsunuz" diyordu... Irakı işgal eden abdli askerler için yatıp kalkıp en az kayıpla ülkelerine dönmeleri için dua ediyor ve bu dileklerini içeren bir mektubu busha gönderirken, ŞEHİT olan askerlerimiz için de "kelle" tabirini kullanıyordu.
"Küçük yaşta Kur'an okumayı öğrendim" diyen Tayyip, İmam Hatip'te Kur'an-ı Kerim ve Arapça'dan bütünlemeye kalıyordu.
Reklam
Necip Fazıl, İslami Büyük Doğu Akıncıları İBDA'nın fikir babası ve kurucularındandı.
Sayfa 30 - Togan YayıncılıkKitabı okudu
Tayyip ve necip fazıl Necip fazıl, islami büyük doğu akıncıları, ibdanın fikir babası ve kurucularındandı. 80li yıllarda "şeriat için silahlı mücadele" söylemiyle yola çıkan ibda-cliler, pkklılar için "gerilla" derken, her şehit olan asker ve polisimizin ardından baklava ziyafetleri verdiklerini yayınlarında övünçle anlatıyorlardı. Bu yayınlara bayram tebriki gönderen isimlerin arasında tayyip erdoğan da yer almıştı.
böyle demişse şakasına demiştir bence..
Erdoğan askerlik olgusunu söyle yorumluyordu: "Askersiz bir toplum düşünemiyorum. Hatta karşılaştığımda paşalara diyorum ki, bugün bütün orman arazilerini askeri alan ilan edelim yahut kontrolü size verelim."
aynen devam ediyor kendisi..
Tayip, Başbakan olduğunda da Emine'nin başörtüsü haber oluyordu. Bu haberlerden biri de örtünün fiyatıydı. Emine'nin bir takıp bir daha kullanmadığı Türban'ın fiyatı, asgari ücretlinin 1,5-2 aylık çalışmasının karşılığıydı.
72 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.