"Bakir topraklar üzerine yaptığımız evler bu toprakların sunduğu güzellikten daha fazlasını sunabilmeli bize. Mutluluğun ne olduğunu en kusursuz biçimde, en ustaca anlatabilen binalar inşa etmeliyiz. Hiç değilse bu kadarını borçluyuz üzerine binalar dikerek yok ettiğimiz kırlara, ağaçlara, solucanlara."
Mutluluğun Mimarisi'nin son cümleleri bunlar. Mimari insanı mutlu edebilir mi? İnsanı mutlu edebilecek bir mimari mümkün mü? Klasik tarzdaki mimari mi tercih edilmeli yoksa yenlikçi mi olmalı? Alain de Botton bu kez mimariye el atıyor ve özellikle Avrupa mimarisinden örneklerle insanlığın evim, iş yerim, bahçem, sarayım, sokağım dediği yapıları mercek altına alıyor. Bu mercek altındaki başlıklar da şöyle: Mimarinin Önemi, Binalarımızı Hangi Üsluba Göre İnşa Edeceğiz?, Konuşan Binalar, İdeal Yuva, Binaların Erdemleri ve Toprağın Vaat Ettikleri. Mimari ve sanata ilgi duyanlar için iyi bir kitap diyebilirim. Bol resim ve bilgi okuyucuyu bekliyor. Nedendir bilmem, kendisi de bir mimar olan Elizabeth Farrelly'nin önce mutlululuk sonra da mimariyi konu aldığı kitabının ismi Mutluluğun Sakıncaları idi. Mimarinin mutlulukla bir ilgisi olmalı :) Bu kitap da iyi bir kitaptır. Özellikle mutlulukla ilgili kısımları.