Ne Biliyorsam Hepsini Anaokulunda Öğrendim
Robert FulghumNe Biliyorsam Hepsini Anaokulunda Öğrendim Gönderileri
Ne Biliyorsam Hepsini Anaokulunda Öğrendim kitaplarını, Ne Biliyorsam Hepsini Anaokulunda Öğrendim sözleri ve alıntılarını, Ne Biliyorsam Hepsini Anaokulunda Öğrendim yazarlarını, Ne Biliyorsam Hepsini Anaokulunda Öğrendim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her gün saat üçte hepimiz kurabiye yiyip süt içebilsek, ardından da üstümüze örtümüzü çekip öğle uykusuna yatabilsek dünya ne kadar güzel bir yer olurdu, düşünsenize. Ya da tüm devletler, her aldıklarını yerine bırakmayı veya kendi pisliğini temizlemeyi temel politika haline getirse.
Bir ağaç, baltayla kesilmeyecek kadar büyükse yerliler onu bağırarak deviriyorlarmış.
... Özel güçleri olan oduncular, şafak vakti ağaca sinsice yaklaşıp avazı çıktığı kadar bağırıyorlarmış. Buna otuz yıl boyunca devm ediyorlarmış. Ağaç önce ölüyor, sonra devriliyormuş. İddiaya göre bağırmak, ağacın ruhunu öldürüyorum.
Sayfa 104 - AltınKitabı okudu
Neredeyse bütün canlı varlıklar,bizden önce buradaymış
-fosiller ispatlıyor.Ve pek çoğu, biz şuna buna isim koymaya devam ederek kıyametimizle buluşup yok olduktan sonra bile hala burada olacak. Bilim adamları, dünyanın 4,5 milyar yıldır var olduğunu, 5,7 milyar yıl daha var olmaya devam edeceğini söylüyor.
Bir çiçek, gelip geçici ömrümüzde ona ne isim verdiğimizi niye umursasın?
İsimler sadece bize yapışıp kalıyor.
Sayfa 97 - AltınKitabı okudu
Toz toprakların büyük bölümünün sadece iki ana kaynağı var: insanlar - saç ve deri döküntüleri; ve gök taşları - dünya atmosferine girdiklerinde parçalanmış halleri. (Şaka yapmıyorum, doğru söylüyorum, hergün tonlarcası düşüyormuş.) Bir başka deyişle, yatağımın, kitaplığımın, masamın ve şifoniyerimin arkasındakiker büyük oranda yıldız tozu ve benim
Sayfa 78 - AltınKitabı okudu
Dekan bana kurnazca baktı. İleride, bu bakışın bir deneyimin ifadesi olduğunu anlayacak ve saygı duyacaktım.
'' Harika'', dedi çoşkuyla.' 'Bu muhteşem bir haber.' '
' 'Ne?' '
Fakülte üyelerinin ve kendisinin, benim hakkımda çok genç, tecrübesiz, küstah, acemi, bilgisiz ve hayata karşı naif olduğumu düşündüklerini söyledi.' 'Daha da beteri, her şeyi bildiğini sanıyorsun,' 'dedi.
Eh, yirmi bir yaşındaydım.
Bütün kusurlarımın bertaraf edileceğini söyledi. Bir din adamı olmak için bilmem gerekenlerin bana bir derste anlatılamayacağına inanıyordu. Bana gerekenler ne kitaplarda ne de kilisedeydi. Bilmem gereken herşey dış dünyadaydı.
Dekan son olarak, bir din adamının asli görevinin, ihtiyaç duyduğu yerde bulunmak olduğunu söyledi-bir pazar sabahı, kilisenin kürsüsünde güvenle vaaz vermek değil. Ona göre, her barda bir rahip bulunsa daha iyi olurdu.
'' İsa... Kilisede pek vakit geçirmemiş. Dışarıda, hayatın içindeydi. ''
Sayfa 72 - AltınKitabı okudu
Hayal gücü, bilgiden daha önemlidir, demiş Einstein ve bunu ondan iyi kimse bilemez.
Sayfa 52 - AltınKitabı okudu
Bulunsa oyunun içinde kalabilecekti. Büyüklere özgü bir saklambaç oyunu bu. Saklanmak istemek.Aranma ihtiyacı duymak .Bulunma konusunda kafa karışıklığı yaşamak. ‘’Kimsenin bilmesini istemiyorum.’’’’El alem ne der?’’’’Kimseye yük olmak istemiyorum.’’
Sayfa 36 - AltınKitabı okudu
Yetişkinler saklambaç oynamıyor.En azından eğlenme amaçlıyla değil. Çok yazık.
Sayfa 35 - AltınKitabı okudu
Hıristiyan vaiz kanaat önderi yazarı Billy Graham, meleklerin gerçek olduğunu, sadece göremediğimizi söylüyor. Yanılıyor. Gerçek melekler nerede biliyorum. Onları kendi gözlerimle gördüm. Bazı melekler, ayakkabınızın tabanını onarabilir. Ve aynı zamanda ruhunuzu da tamir eder.
Sayfa 32 - AltınKitabı okudu
Çocuğa daima şunlar söylendi:
'' Dürüst ol, aklından geçeni söyle, kendi doğrularına güven ve onlardan cesaret al. '' Ama çocuk, gerçek kuralları daha sonra zor yoldan öğrendi: '' Ortalığı bulandırma, çeneni kapa, arkanı kolla, kahraman olmaya kalkma, kendi işine bak. '' Prensler evlenen kızlar ve gerçeği söyleyenler, ömrünün sonuna kadar mutlu yaşayamaz.
Sayfa 20 - Altın Yayın eviKitabı okudu
İşte budur.
Özlüğe dair ilhamı, bir akaryakıt istasyonundayken aldım.Emektar arabamın deposunu, yüksek oktanlı süper benzinle doldurmuştum. Benim külüstür bunu kaldıramayarak tuhaf tuhaf homurdanmaya başladı- kavşaklarda aksırıp tıksırıyor, yokuş aşağı giderken geğiriyordu. Anlamıştım. Benim de zihnim ve ruhum öyle olur. Derin içerikli çok fazla bilgi edindiğimde varoluşsal sıkıntılar yaşarım.Hayata dair seçimler yapmam gereken yol ayrımlarında, ya gereğinden fazla bildiğim, ya da yeterince bilmediğim için aksırıp tıksırırım. Sorgulanan yaşam, kesinlikle pikniğe çıkmak gibi değildir.
Sayfa 11 - AltınKitabı okudu
Bu yaşamdan gelip geçen herkes, farkında olmadan bir şey götürüyor ve ardında bir şey bırakıyor. Bu şeylerin çoğu görülemiyor, duyulamıyor, sayılamıyor veya bilimsel olarak tespit edilemiyor. Başkalarının zihinlerinde bıraktığımız, onların da bizim zihinlerimizde bıraktığı izlerden bahsediyorum. Anılardan. Nüfus sayımında sayılmazlar. Onlarsız hiçbir şeyin değeri kalmaz.
Sayfa 132 - Altın KitaplarKitabı okudu
Derin içerikli çok fazla bilgi edindiğimde varoluşsal sıkıntılar yaşarım.
Sayfa 11Kitabı okudu