Benimle konuşmak onu ne rahatlatıyor ne de sıkıntı veriyor gibiydi. Konuşmak onun için çok geçmeden kendini kaybettiği bir içini dökmeydi; yükünü hafifletmekten ya da derdine derman olmaktan çok, bir sürgünün, yitirdiği ülkesine, felaketi yaşadığı sevgili vatanına acıyla yaptığı ziyarete benziyordu.