Kudüs’ün Fethinin Mimarı

Nureddin Mahmud Zengi

Abdulkadir Turan

En Beğenilen Nureddin Mahmud Zengi Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Nureddin Mahmud Zengi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Nureddin Mahmud Zengi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nureddin; ilim ve irfanın ışığında adaletle zafer kazanmış; fethettiği yere sadece gittikten sonra değil, oranın yolu üzerinde iken de adaletten ayrılmamıştır. Onda irfan ve adalet buluşmuş, henüz genç yaşta hem "arif" hem "adil" diye anılmıştır. Hükümdarlığının üzerinden henüz on yıl geçmemişken "el-Melikü'l-Adil (Adil Hükümdar)" lakabı onun resmi unvanı hâline gelmiştir. Sonraki yıllarda aynı zamanda "zahid" ve "veli" olarak da anılmıştır.
"Senin taze kokun Halep'te iken kasırgan Antakya'da esiyor. Sabahleyin iyiliğin Şam'da iken etrafta baskınların vardır."
Sayfa 127 - Şair İbn MünirKitabı okudu
Reklam
İbn Münir ise Nûreddin'i "Sen, İslâm'ın gençlik yüzyılını yeniden getirdin, temelini sağlamlaştırdın, sütunlarını ve surlarını onardın" diyerek onun zaferinin İslâm için önemini destansı bir anlatımla dile getirmiştir.
Sayfa 122Kitabı okudu
Nûreddin, Kudüs'ün fethi ve Haçlıların İslam dünyasından uzaklaştırılmasında pay sahibi olduğu gibi bilgeliği ve kurucu önderliğiyle Moğolların İslam dünyasından uzaklaştırılmasını sağlayan yapının oluşmasında da pay sahibidir. Onun ömrü, Kudüs'ü ve İstanbul'u fethetmeye yetmemiş ama plan ve faaliyetleri ile Kudüs'ün fethini yakınlaştırmış, Kudüs'ün manevi fatihi olmuş, İstanbul'u fetih idealini de canlandırmıştır. Nûreddin, bu ender şahsiyetiyle yaşadığı asır ve bir sonraki asırda sair Müslümanlar ve İslam medeniyetinin büyük müellifleri tarafından sevilmiş, takdir edilmiş, adı aynı zamanda veliler arasında anılmıştır. Ne var ki zamanla geçmişte olduğu kadar kendisinden söz edilmemiş, unutulmamışsa da hak ettiği yerde olmamıştır.
Nûreddin, Şiîlerin Halep'in toplum yapısında hakim unsur olarak kalmalarına müsaade etmedi. Sünnî toplumu hakim toplum olarak güçlendirdi ancak Halep'teki Haçlı karşıtı Şiilerle de iyi ilişkilerini sürdürdü. Onun etrafındaki alimler de benzer bir tutum içindeydi. Nitekim İbn Münir 548'de (1153) öldüğünde cenaze namazı Halep'in Ulucami'sinde ve Nûreddin'in yakınındaki büyük alimlerden Şâfîî fakihi Şerefeddin İbn Ebi Asrûn tarafından kılındı. Halep'te Şiîlerin okuduğu ezanı gayrimeşru ilan eden ve "Meşru ezanı okumayan müezzinlerin başına minareleri yıkarım" diyen Nûreddin, Ehl-i Sünnet'i güçlendirmek amacıyla aynı yıl medreseleri ve tasavvuf dergâhlarını onardı.
Sayfa 118Kitabı okudu
Nûreddin, Ali b. Vefa'nın Haçlılara yaptığı işbirliğinin oluşturduğu psikolojik ortamda ve şüphesiz Haçlılarla işbirliği yapan Şiî unsurlara karşı tedbir olarak Receb 543'te (1148 yılı sonları) Halep'teki Şiî etkinliklere müdahale etti. Şiiler tarafından sabah ezanına eklenen "Hayye alâ hayri'l-'amel (Haydi en hayırlı amele)" sözlerinin ezanda okunmasını ve Hz. Muhammed'in sahabesi aleyhinde konuşmayı şehrin Hanefi âlimlerinden İmam Ebü'l-Hasan Ali el-Hanefi ve bir grup Sünni'nin talebi ile yasakladı. Nûreddin'in devletinin Haçlı karşıtı Sünnî bir karakter üzerine oturduğunu gösteren bu uygulama, Halep Şiîlerine ağır geldi. Halep'te karışıklıklar çıkardılar fakat Nûreddin'in "meşhur heybeti"nden bu durumu sürdüremediler.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
“Allah'a yemin olsun ki şahsımın ve İslâm'ın intikamını almadıkça çardağın altında gölgelenmeyeceğim.”
Sayfa 203 - Nûreddin Mahmud ZengîKitabı okudu
Dimaşk halkı da ona sempati besliyordu. Şiddetli bir kuraklığın görüldüğü günlerde Havrân taraflarına intikal eden Nûreddin, Ba'lebek taraflarına geldiğinde nehirleri besleyecek kadar yağmur yağmıştı. Bunun üzerine halk, “Bu, Nûreddin'in adaletinin ve yaşamının düzgünlüğünün bereketidir.” deyip ona dua etti.
Sayfa 131Kitabı okudu
Selçuklularla Fatimiler arasında sıkça el değiştiren Mısır -Suriye arasındaki koridoru kullanan Haçlılar, bir yıl önce (491/1098) Antakya Haçlı kuşatmasında iken Fatimiler tarafindan kırk gün boyunca kuşatılıp surlarının bir bölümü tahrip edildikten sonra Artuklular'ın elinden alınan Kudüs'ün çevresine 15 Receb 492'de (7 Haziran
Selahaddin, Fatimi veziri olduğunda Fâtımîler nezdinde "sultan" unvanını alarak Nûreddin'in Suriye'deki konumuyla eşitlendi. Nûreddin'in devletinde hiyerarşiyi bozdu. Nûreddin'in Selahaddin'i azledip yerine başkasını ataması, merkezileşme yönünde yapılanmakta olan devletinde sözün kendisinde olduğunun önemli bir kanıtı olacaktı.
Sayfa 252Kitabı okudu
62 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.