Nur'un İlk Kapısı

Bediüzzaman Said Nursî

En Yeni Nur'un İlk Kapısı Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Nur'un İlk Kapısı sözleri ve alıntılarını, en yeni Nur'un İlk Kapısı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kur'an Kainatı okuyor, Risale-i Nur Fıtratı okuyor
Risale-i Nur, nebatatın hattâ cemadatın dahi lisan-ı halleriyle olan tesbihatını, kâinatın medar-ı mefhareti olan lisan-ı Âdemle beyan ederek Hâlık-ı Kâinat'a takdim etmesinden -Risale-i Nur- bütün mahlukat ve bütün zîruh ile de yakînen alâkadar ve münasebettardır.
Sayfa 166
Bu zamanda bazan yüzde on ehl-i fesad, yüzde doksan ehl-i salahatı mağlub ediyor. Hayretle merak ettim, tedkik ederek kat'iyyen anladım ki: O galebe kuvvetten ve kudretten gelmiyor, belki ifsaddan ve alçaklıktan ve tahribden ve ehl-i hakkın ihtilafından istifade etmelerinden ve içlerine ihtilaf atmaktan ve zaîf damarlarını tutmaktan ve fesadı aşılamaktan ve hissiyat-ı nefsaniyelerini ve ağraz-ı şahsiyelerini tahrik etmekten ve insanın mahiyetinde muzır madenler hükmünde bulunan fena istidadları işlettirmekten ve şan ve şeref namıyla riyakârane nefsin firavuniyetini okşamaktan ve vicdansızca tahribatlarından herkesin korkmasından ileri geliyor. Ve o misillü şeytanî desiseler vasıtasıyla muvakkaten ehl-i hakka galebe ederler.
Sayfa 161
Reklam
Manalar kalbden çıktıkları vakit, çıplak olarak çıkarlar ve çıplak olarak hayale girerler. Suretleri, hayalde giyerler. Hayal ise, her vakit bir sebeb tahtında bir nevi suretleri dokur. Ehemmiyet verdiği şeylerin suretlerini yol üstünde bırakır. Hangi mana geçse, ona giydirir. Ya takar, ya bulaştırır, ya perde eder. Eğer manalar münezzeh ve temiz iseler, suretler mülevves ve rezil ise, giymek yoktur fakat temas vardır. Vesveseli adam teması telebbüsle iltibas eder, "Eyvah" der. "Kalbim ne kadar bozulmuş. Bu hısset-i nefis beni matrud eder." Bu yaranın merhemi ise, ey bîçare! Bak, nasılki namazın edeb-i nezihanesinin vesilesi olan zahirî taharete, batnın bâtınındaki necaset tesir etmez. Öyle de, maânî-i mukaddesenin suver-i mülevveseye mücavereti zarar etmez. Meselâ: Sen, âyât-ı İlahiyeyi tefekkür ediyorsun. Birden bir maraz veya bir iştiha veya bevl gibi müheyyiç bir hal şiddetle senin hissine dokunur. Elbette hayalin, deva-yı illet ve kaza-yı hâcet levazımatını görecek ve onlara münasib süflî suretleri nescedecek. O süflî suretlerin ortalarından geçecek olan maânî-i mukaddeseye ne televvüsü var, ne zararı var, ne hatarı var ve ne de beis var. Yalnız hata, hasr-ı nazardır, zann-ı zarardır.
Sayfa 154
Ey maraz-ı vesvese ile mübtela! Bilir misin vesvesen neye benzer? Musibete benzer. Sen ona ehemmiyet verdikçe şişer, ehemmiyet vermezsen söner. Demek büyük nazarla baksan büyür, küçük görsen küçülür. Korksan ağırlaşır, hasta eder. Korkmasan hafif olur, hafî kalır. Mahiyetini bilmesen devam eder, bilsen gider.
Sayfa 153
Zâilim, zâil olanı istemem. Fâniyim, fâni olanı istemem. Âfilim, âfil olanı istemem. Âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayr istemem. İsterim, fakat bir yâr-ı bâki isterim. Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç ender hiçim, fakat bu mevcudatı birden isterim.
Sayfa 152
Şimdi gel, üstünde döneceğimiz her asra birer birer bak. Nasıl o asırlar, o Şems-i Hidayet'ten aldıkları feyizle çiçek açmışlar. Ebu Hanife, Şafiî, Ebu Yezid-i Bistamî, Cüneyd-i Bağdadî, Şeyh-i Geylanî, Muhyiddin-i Arabî, İmam-ı Gazalî, Ebu'l-Hasan-ı Şazelî, Şah-ı Nakşibend, İmam-ı Rabbanî gibi milyonlar münevver meyveleri veriyor.
Sayfa 135
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.