Dostoyevski dört yıl boyunca yaşadıklarını, Aleksandr Petroviç Goryançikov adlı kahramanın ağzından anlatmış eserinde..
“Ölüler Evinden Anılar” adının kullanılması tesadüfi değil.. Dört yıl boyunca kaldığı hapisane duvarlarını “ölüler evi”ne benzetir..Çünkü ona göre kişi özgürlüğü çok önemlidir ve özgürlüğünü kaybeden kişi ölü sayılmalıdır.
Hapishane’de İncil dışında hiçbir kitabın okunmasına izin verilmemektedir.Bu nedenle yazar mahkumiyeti boyunca İncil’i defalarca okur ve hapishaneden çıktıktan sonra yazdığı eserlerin çoğunda bir Tanrı arayışı göze çarpar.. Yine kardeşine yazdığı her bir mektupta kendisine kitap göndermesini ister.. İlginçtir ki, istediği kitaplar arasında K.Kerim de vardır.. “Cezaevinde gerçek insanlar,sağlam,derin, güzel karakterler tanıdım.Yere düşmüş elmas gibi parlıyorlardı. Halk , medeniyetin uydurduğu yalanlardan uzak, çoçuk gibi tabii, bozulmamış, Tanrı’ya yakındır” der ..
Ruha dokunan düşünceleri var diyelim yazar için :))