Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ölümü İnkar

Ernest Becker

Ölümü İnkar Gönderileri

Ölümü İnkar kitaplarını, Ölümü İnkar sözleri ve alıntılarını, Ölümü İnkar yazarlarını, Ölümü İnkar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aşırı hakikat körlüğü
Zamanımızın bilgili insanı, hiç ha­yal edemeyeceği ağır bir sorumluluk altında eziliyor: tüketilemeyen hakikatin aşırı üretimi. Yüzyıllardır insanoğlu hakika­tin az ve ele geçmez olduğuna ve hakikati bir kez bulduktan sonra da insanlığın sıkıntılarının sona ereceğine inanarak ya­şamıştır.
Neden varızın Spinoza'cası
Gülmek için değil, ağlamak için değil, lanet okumak için değil, anlamak için. -SPINOZA
Reklam
Dünyanın kontrol edilebilirliği ve muntazamlığı yolundaki görüşümüz, bizi kendi ölümlülüğümüzle yüzleşmekten korur.Ölümün yanı başında, ondan bir adım ötede yaşadığımız bilgisi, bizi endişelendirir ve işte bu yüzden, dünyanın kontrol edilebileceğine inanmak isteriz .
İnsan kendi bedenini, diğer hayvanlarınkini kabul ettiği gibi kabul edemez. Bir tuzağa yakalandığında acı verecek ve hareketini engelleyecek şekilde sürüklediği arka ayakları, bir kuyruğu, kötü muamele edilen ve önemsenmeyen ya da ezilen kanatları "yoktur". İnsanoğlunun bedeni, kendisi için açıklanması gereken bir problemdir. İnsanın yalnızca bedeni değil, içsel manzarası, hatıraları ve rüyaları da tuhaftır. İnsanın içi -benliği- de kendine yabancıdır. Kim olduğunu, niçin doğduğunu, bu gezegende ne yaptığını, kendinden ne yapmasının beklendiğini, ne umabileceğini bilmez. Kendi varlığı onun için anlaşılamazdır, kâinatın geri kalanı kadar daha yakınında çarpan kalbi de mucizedir, bu nedenle her şey daha tuhaftır. Her şey bir problemdir ve insan hiçbir şeyi kapatamaz. Maslow şöyle söylemiştir: "Kesinlikle hem büyülenmemiz hem de korkmamız, hem harekete geçirilmemiz hem de savunmacı olmamız konusundaki kararsızlığımız, kendi içimizdeki tanrısallıktır. Bu, temel insani çıkmazın, aynı zamanda hem solucan hem de tanrı olmamızın bir boyutudur." Ernest Becker- Ölümü İnkar
İnsan doğasının özü; paradoksal olması
İnsanların deli olmaları o kadar kaçınılmazdır ki, deli olmamak deliliğin başka bir formu anlamına gelir. Kaçınılmaz, çünkü varoluş dualizmi imkansız bir durum, dayanılmaz bir ikilem yaratır. Deli, çünkü insanoğlunun sembolik dünyasına yaptığı her şey, tuhaf kaderimizi reddetme ve üstesinden gelme girişimidir. İnsan kendini, durumunun gerçekliğinden çok farklı, her biri gerçekten delilik formları olan sosyal oyun, psikolojik hilelerle, kişisel meşguliyetlerle kör bir ilgisizliğe sürükler.
Erich Fromm, zamansız bir olaylar sahnesinde insana sonsuz değer veriyor gibi görünen sembolik bir benlik ile bir beden arasındaki varoluş çelişkisi karşısında insanların niçin çılgına döndüklerini merak etmiştir. Bu ikisi nasıl uzlaştırılır ?
Reklam
Çocuk sahibi olma ve ölümü bastırma üzerine
İnsanın korkularını zihninden çıkarıp atması için bu korkularını devredilen güçlerde varlığını sürdürmesi daha doğal değil midir? İnsan hayat projesini devretmezse, bütün büyüme periyodu neyi ifade eder?
Psikanalitik deha ve dini dehanın insanoğlu hakkında keşfettiği sıkıntı verici ve düşündürücü her şey, insanın kendini beğenme duygusu kazanmak için yaptığı şeyi itiraf etme dehşeti etrafında döner.
Bir uzmanın bize gelişeceğimizi ya da öleceğimizi söyleyebilmesi mümkün değildir. Kötünün gücünü artırmayı ya da azaltmayı seçebiliriz.
Becker, çıplaklığımızı reddetmeye nasıl ihtiyaç duyduğumuzu ve görkemli bir şekilde giydirilmenin hükümdarın çıplak olduğunu kabul etmemizi engellediğini ifşa ediyor.
Reklam
İnsanlar soyut bir biçimde kendilerini kavramsallaştıran ve düşünen yegane hayvanlardır. Köpekler oturup da kariyer yerleri konusunda endişelenmezler. Kediler geçmiş hatalarını düşünüp bir şeyi farklı yapsalardı ne olacağını merak etmezler. Maymunlar gelecek olasılıklar hakkında tartışmazlar, tıpkı balıkların daha uzun solungaçları olsaydı başka balıklar onları daha çok severler miydi, diye düşünmedikleri gibi.
. Nevrotik, yaşamla ilgili yanılsamalarını sürdürmekte zorlandığı için yaşamdan vazgeçer; bu da yaşamın yalnızca yanılsamalarla mümkün olduğunu kanıtlar. . . .
Madem tüm insanlar aşağı yukarı birbirine benziyor, neden bazıları için bu kadar yakıp tüketen tutkularla yanıyoruz?
Sayfa 206Kitabı okudu
William Reich'ın "karakter zırhı" diye adlandırdığı kişiliği­mizin savunma mekanizmaları içinde itaatkâr bir şekilde kal­dığımız sürece, kendimizi güvende hissederiz ve dünyanın başa çıkılabilir olduğunu hayâl edebiliriz. Fakat ödediğimiz bedel çok yüksektir. Zamanın öldüremeyeceği bir ruh kazan­mak için bedenlerimizi bastırırız; ölümsüzlüğü satın almak için hazzı feda ederiz; ölümden kaçmak için kendimizi kü­çültürüz. Dolayısıyla, biz karakterin savunma kalesi içinde sı­kışırken, hayatı unuturuz.
1.120 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.