Ölümü İnkar

Ernest Becker

Ölümü İnkar Gönderileri

Ölümü İnkar kitaplarını, Ölümü İnkar sözleri ve alıntılarını, Ölümü İnkar yazarlarını, Ölümü İnkar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ruhumuzun derinliklerinde halâ çocuğuz ve yaşam boyunca öyle kalıyoruz
İnsan otorite için aşırı bir tutkuya sahiptir ve sınırsız güç tarafından yönetilmek ister; çünkü çocukluklarındaki o büyülü korumaya, tüm güçlülüğe sığınmaya, ebeveynleri tarafından sevildiklerinde ve korunduklarında keyif aldıkları “okyanus hissi” ne geri dönmek istiyorlar.
Sayfa 212Kitabı okudu
Kitle Psikolojisi
Kitle psikolojisinin ilk teorisyenleri, insanların gruplar halinde çalışırken neden bu kadar koyun gibi davrandıklarını açıklamaya çalıştılar. Neyse ki Freud, bu insanlara ne olduğunu ivedilikle gördü: İnsanlar ebeveynlerinin iç sesini körükörüne takip eden, gruba girdiğinde de liderin hipnotik büyüsü altında kalan birer bağımlı çocuk haline geliyorlardı. Kendi egolarını liderlerine bırakıyorlar, onun gücüyle özdeşleşiyorlar ve onu bir ideal olarak görüyorlardı.
Sayfa 212Kitabı okudu
Reklam
İTAAT ET RAHAT ET
Her çocuk kendini aşan bir güce sırtını dayar. O, genellikle ebeveynlerinin, sosyal grubunun, toplumunun ve ulusunun sembollerinin bir kombinasyonudur. Bunlar, temsilci güçlerin otomatik güvenliğinden ibaret olduğu için çocuğun kendine inanmasına izin veren bir destek ağıdır. Elbette çocuk, ödünç aldığı güçlerle yaşadığını itiraf etmez. Eğer itiraf ederse bu durum onun kendi güvenli eylemlerini ve ihtiyaç duyduğu güveni sorgulamasına yol açar.
Sayfa 156Kitabı okudu
Normal bir ben olmak için benliğin kırılması gerekir. Bir şey çökmeli, doğal bir sertlik parçalanıp sıvılaşmalıdır.
Sayfa 154Kitabı okudu
benlik ve beden çatışması
Kişinin karakter hapishanesi, tek bir şeyi inkâr etmek için özenle inşa edilmiştir: kişinin mahlûkatlığı! Mahlûkat olmak dehşetin ta kendisidir. Bir kere dışkılama yapan bir mahlûk olduğunuzu kabul etmeye görün, kadim endişe okyanusunu üzerinize çökmeye davet etmiş olursunuz ama bu, mahlûkat olma kaygısından daha fazlasıdır. Bu aynı zamanda, insanın kaygısıdır, insanın kendi hayvani sınırlamasının bilincinde olan bir hayvan olduğu paradoksundan kaynaklanan kaygıdır. Kaygı, kişinin durumunun gerçekliğini algılamasının sonucudur. Özbilinçli bir hayvan olmak ne demektir? Korkunç değilse bile gülünçtür. Solucanlar için besin olduğunu bilmek demektir. Bu dehşettir: yoktan var olmak, bir isme, benlik bilincine, derin iç duygulara, yaşama ve kendini ifade etmek için dayanılmaz bir derûnî özleme sahip olmak ve tüm bunlarla birlikte ölmek. Bu bir aldatmaca gibi görünüyor, bu yüzden kültürel insan açıkça Tanrı fikrine karşı isyan ediyor. Ne tür bir Tanrı bu kadar karmaşık ve süslü bir solucan yiyeceği yaratır?
Sayfa 152Kitabı okudu
İnsanların, kendi karakter savunmalarının hapishanesinde ne kadar rahat olduklarını biliyoruz. Birçok mahkûm gibi, sınırlı ve korunan rutinlerinde rahatlar. Kişi karakter hapishanesinde, biri olduğunu, dünyanın yönetilebilir olduğunu, kişinin yaşaması için bir neden olduğunu, kişinin eylemi için hazır bir gerekçe olduğunu iddia edebilir ve hissedebilir. Otomatik olarak ve eleştirmeden yaşamak, programlanmış kültürel kahramanlıklardan en azından asgari bir pay alacağımızdan emin olmaktır. Buna “hapishane kahramanlığı” diyebiliriz: içerdekilerin kendini beğenmişliği.
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.