Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Onlar Hep Oradaydı
Sunay AkınOnlar Hep Oradaydı Yorumları ve İncelemeleri
Onlar Hep Oradaydı yorumları ve incelemelerini, Onlar Hep Oradaydı kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Onlar Hep Oradaydı puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
7.510 üzerinden
Sunay Akın hem kişilik hem üslup yönünden önemli büyüklerimizdendir. Onu okumak her zaman bana huzur, mutluluk verir. Onun insanlarla sohbet ederken ki konuşması bile sizi değerli hissettirecek cinstendir. Sunay Akın okumayalı tam 1.5 yıl olmuş. Ne kadar uzun bir zaman ve ben farkında bile değilim, sanki daha dün okumuş gibiyim. Pişmanlık...
Ben bu kitapta verilen bazı karakterleri sizlerle paylaşım yanına kısa bilgiler de eklemeye çalışacağım ama gerçekten o kitabın içindeki bazı kişilerin kim olduğuna, ne yaptığına bir bakmanızı istiyorum. Gerçekten çok şaşıracağınız, hoşunuza gidecek bilgiler olduğuna inanıyorum.
Girişte bizlere değerli seslendirme sanatçımız, merhum Mücap Ofluoğlu anlatılıyor ki etkileyici bir hikaye.
Vahran Papazyan, ilk atletimiz. Ermeni asıllı olup Osmanlı Devleti’ni olimpiyatlarda temsil etmiştir. Hikayesi ise oldukça acıklıdır.
1912 olimpiyatlarının yıldızı, Kızılderili atlet Jim Thorpe;
Manisa Tarzanı olarak bilinen, Manisa Spil Dağı’na çıkarken oradaki bir kafenin tabelasında da resmi olan (bu bilgi kitapta yok, birkaç ay oradaydım) Ahmed Bedevi’nin Manisa’nın ağaçlandırması için yaptığı çalışmalar içinizi ısıtacak. Ayrıca ilk dağcılık kulübü üyelerinden bu yolda can veren Engin Kongar;
Harita alanında Osmanlı’da bir devrim yapan Piri Reis;
Başrolünde Erkan Kolçak ve Ali Atay’ın oynadığı ‘Türk İşi Dondurma’ filminin aslında gerçeğe dayandığını ve gerçek hikayesini;
Birçok mevcut hikaye var ve bunlar gerçekten etkileyiciydi. Biraz kafam dağıldı diyebilirim. Hepimize keyifli okumalar, mutlu pazarlar dilerim efendim.. 0
Birbirinden güzel ve ilginç hikayelerin yer aldığı Sunay Akın'ın kitabı. En sevdiğim hikayelerin başında Kızılderili ile ilgili olanlar. Hepsi birbirinden güzel. Kitap bir solukta okunuyor.
Sunay Akın’ın Onlar Hep Oradaydı kitabında kullandığı dil basit, herkesin anlayabileceği bir dil. Kitabı ilk okumaya başladığımda kullandığı dilin de katkısıyla herhalde bir kaç günde bitiricem bu kitabı demiştim. Ama hiç öyle olmadı. İlk hikayeler çok ilgimi çekmişti fakat sonrasında kitabı çok zor çok uzun zamanda bitirebildim. Kitabın içindeki her hikaye müthişti diyemeyeceğim maalesef ama bazı hikayeler gerçekten etkileyiciydi.
Sunay Akın'ın tv lerden bildik üslubu ile kaleme aldığı bolca devrik cümleler içeren bir kitabı. Kitap kısa kısa bölümler ile okuyucuyu sıkmadan ilerliyor.
Her bölüm kızılderililer ile başlayıp bizim insanlarımıza kadar geliyor. Bir iki ilginç bölüm dışında bana bir şeyler katan ya da ilgimi çeken bir yönü olmadı doğrusu.
Tatilde kafa dağıtmak için ve tamamını değil de belirli bölümleri okunabili
Her şeyden önce yazarın çok keskin bir hayat görüşü olduğunu belirtmeliyim. Bazı noktalarda aynı fikirde olmayan insanların kaşlarının çatılmasına neden olabilecek kadar güçlü bir görüş. Ancak yazarın değindiği konular, bu konuları dantel gibi işleyişi, çoğunu kolay kolay duyamayacağınız ve muhtemelen derin araştırmalar yapmadan bulamayacağınız bilgiler vermesi bu kitabı okunulası yapıyor. İlk başlıktan itibaren her bir paragraf bir sonrakinin açılışını müjdeleyerek bitiyor ve her bir konu da bir sonraki için ilk basamağı oluşturuyor. Konuların geçişi o kadar pürüzsüz yapılmış ve paragrafların akışı öylesine kusursuz ki kitap su gibi akıyor.
Okurken bazı konular beni derinden etkiledi ve hüzünlendirdi. Ama öyle yerler var ki gülmeden duramıyorsunuz. Hayat tadında bir kitaptı. Yazarın anlatım dili o kadar akıcı ki sanki bir bardak çay eşliğinde sohbet ediyormuşçasına yorulmadan tüm o bilgi bombardımanını sindirebiliyorsunuz.
Kitap bitince aklımda kalan ana fikir şu: "Tarih bize gerçekleri mi aktarıyor, yoksa duymak istediklerimizi mi?" Başkası tarafından size aktarılan bilgilere ne kadar güvenebilirsiniz? Kendi mantık süzgecinizi oluşturmanın ve her önünüze konana koşulsuz inanmamanın kişisel gelişimde ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Bunun için daha çok okumalı ve daha çok bilgiye ulaşmalıyız ki tüm o verileri bir masanın üstüne koyup yapbozu kendimiz birleştirip gerçek resmi ortaya çıkarabilelim.