Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kafası Karışmış Okur ve Modern Roman

Orhan Pamuk'u Okumak

Yıldız Ecevit

Orhan Pamuk'u Okumak Sözleri ve Alıntıları

Orhan Pamuk'u Okumak sözleri ve alıntılarını, Orhan Pamuk'u Okumak kitap alıntılarını, Orhan Pamuk'u Okumak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu okurun romandan aldığı doyum; metinde yer alan söz sa­natlarının oluşturduğu şık betimlemelerden alınan keyifle, ya da yazarın dünya görüşünün tutarlılığına duyulan beğeniyle kısıtlı değildir. O bu doyuma, metnin kıvrımları arasında ya­kaladığı koordinatları birleştirerek, anlamı yeniden üreterek ve bu üretime kendi birikimini de katarak ulaşır. Yazara duyduğu beğeni ise, onun düşünce ve dünya görüşüne yönelik olmak­tan çok; onun, metnin organik dokusunu oluştururken göster­diği kurgu/yapı ustalığıyla ilgilidir.
Sayfa 170
"Anlamadığın şey senin değildir. " Goethe
Sayfa 171 - İletişim Yayınları, İstanbul 2008.
Reklam
Türk roman okuru, yazarında hala bir sosyolog, bir psi­kolog, bir yol gösterici, giderek bir militan aramayı sürdür­mektedir.
Orhan Pamuk "Türk Romanının Ruhu Üzerine" başlıklı de­nemesinde, Türk romanıyla Batı romanını karşılaştırır: "Batılı yazar, romanının satırları arasında okuyucusuna, ondan fazla bildiği tek şeyin kendi sanatı olduğunu söylemektedir (...) Türk yazarı ise eserini doğrulamak için, sanatından başka bir de ger­çeklik, hayat, dünya v.s. hakkında okuyucudan daha bilgili oldu­ğunu sezdirmek zorundadır (...) Gerçeklik hakkındaki bilgisi en önemli silahıdır onun."
Sayfa 29
Yeni Hayat"taki toplumsal mozayiğin bir parçası da, kasaba alanlarındaki heykellerle (YH.5, 74, 100, 181) metafor düzle­minde dile getirilen içi boşalmış bir Atatürkçülüktür. Tüketim toplumunun maddeler cangılında oklarını bir bir yitirmekte olan Kemalizmin bu durumu, "Cumhuriyet, Atatürk, damga pulu havası" (YH. 100) sözünde vurgulanır, "kendini içkiye ver­miş meyhane kalabalığına Cumhuriyet'i emanet etmiş olmanın güveniyle gülüms[eyen]" (YH.211) Atatürk fotoğrafında taşla­maya dönüşür ve "Atatürk heykeline sıçan güvercinleri[n) ayıp­la[ndığı] " (YH. 181) bölümde ise sarkastik bir renk alır.
Sayfa 243Kitabı okudu
Üstkurmaca için postmodem edebiyatın ana kurgu öğesidir de diyebiliriz. Bu eğilim genel bağlamda, yaz­ma ediminin kurmaca metnin içinde kurgulanması demektir. Bu, yazarın metnini nasıl yazdığını o metnin içinde anlatması, yazma sorunlarını metninin ana konusu durumuna getirmesi ve kimi kez de okurunu metnin içine sokarak, romanını nasıl oluşturduğunu onunla paylaşması anlamına gelir; edebiyatın kendini anlatması, kurgulamasıdır üstkurmaca; kurmacanın kurmacasıdır.
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
Çok sayıda an­lam katmanıyla dokunmuş açık metinler üreten ve bu metin­lerde "herkesin hendi yolculuğunu kendi yaşamasını isteyen, " okurları için toplumsal ve ahlaksal çözümler üretmeyen, ro­manın yazmaktan çok kurmak edimiyle oluşturulduğunu dü­şünen, sanatın özünde yatan eylemin biçimlendirmek olduğu­nu bilen bir yazardır Orhan Pamuk; "yapmam gereken şey anlam belirsizlikleri sergilemek. Yoksa, roman değil bir inceleme kitabı yazardım," diyen Umberto Eco gibi düşünen biri.
Sayfa 60
"Kar" (1999) romanı ise, yazarın metinleri boyunca kurgu düzleminde yaptığı serüven yolculuğundaki en sıra dışı du­raktır. Fildişi kulesindeki sanatçı duruşundan hiç ödün vermeden üreten Orhan Pamuk, bu romanında toplumsal konu­ları odağa alır ve bir toplumcu gerçekçi yazar öykünmeciliği içindeymiş gibi, konusal gerilimi de bayrak yaparak öyküler. Romancılığının bu noktasında belki de, Türk edebiyat eleştiri­sinin en işlek kulvarını oluşturan toplumcu kesimden yıllardır aldığı yoğun eleştirilere yaratıcı düzlemden bir yanıt vermeyi deniyordur Pamuk. Ancak "Kar", toplumsal malzemenin yo­ğun kullanımına karşın, hiçbir zaman toplumsal gerçekçi bir roman değildir. Kar imgesinin yarattığı farklı bir masalsı onto­lojinin eşliğinde, tiyatro sahnesinde oynanan oyunun yaşama aktığı bir kurgu oluşturur Pamuk; tiyatro oyuncularına kanlı bir ihtilal yaptırır; varmış gibi görünen konu bütünlüğünü groteskin merceğinden geçirir, mantık dışına taşır.
Pamuk'un metinleri bir yönleriyle gerçekçi düzlemde soluk alırlar; sık dokunmuş bir toplumsal/siyasal/ekonomik ilişkiler ağıyla kaplıdırlar. Bu bağlamda düşünüldüğünde Orhan Pamuk, Türk romanındaki toplumcu/gerçekçi eğilime pek de karşıt bir görünüm sergile­mez. Türk romanındaki toplumcu eğilimin farklı bir temsilci­sidir o.
Sayfa 241Kitabı okudu
Toplumcu bir ortamın edebiyat okurudur Türk romanının okuru. Bu nedenle de, romanı salt bir sanat ürünü olarak benimseyip, onu zevk için okumakta zorlanmak­tadır.
74 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.