Osmanlıca Türkçe Uydurmaca

Peyami Safa

Osmanlıca Türkçe Uydurmaca Gönderileri

Osmanlıca Türkçe Uydurmaca kitaplarını, Osmanlıca Türkçe Uydurmaca sözleri ve alıntılarını, Osmanlıca Türkçe Uydurmaca yazarlarını, Osmanlıca Türkçe Uydurmaca yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
318 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Kitap, Peyami Safa'nın 1936-1961 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde dilimiz ve dilde yenileşme çalışmaları ile ilgili yazdığı makalelerden oluşuyor. Artık dilimize yerleşmiş ve bizden olan Arapça, Farsça hatta Fransızca kökenli kelimelerin yerine -Peyami Safa'nın bu yazıları yazdığı yıllarda- Türkçe karşılık bulmaya çalışma çabaları gerçekten anlamsız. Fakat, özellikle yeni ortaya çıkan şeylerde yabancı kökenli kelimelerin dilimize girmesi de gayet anlaşılır bir durum. Mesela; Otomobil, Otobüs, Telefon, İnternet ve saire gibi. Bu kelimelerin yerine hadi Türkçesini bulalım demek çok yerinde bir şey değil. Ayrıca, Peyami Safa'nın belirttiği gibi; Nâzır yerine "Bakan", Vekalet yerine "Bakanlık", Mesela yerine "Örnek", Mütehassıs yerine "Uzman", Tetkik yerine "İnceleme", Tenkit yerine "Eleştiri", Kafile yerine "Kortej", Veya yerine "Ya da" gibi aslında yerini doldurmayan kelimeleri de maalesef artık kullanıyoruz. Bu kitabı Orta Öğretim ve üzeri öğrencilere ve Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerine özellikle tavsiye ediyorum. Herkese faydalı okumalar dilerim.
Osmanlıca Türkçe Uydurmaca
Osmanlıca Türkçe UydurmacaPeyami Safa · Ötüken Yayınları · 1976182 okunma
Misâl olarak Arapça «Hâl» kelimesinin Türkçemizde aldığı zengin ve özel mânaları sıralamıştım. Sonra demiştim ki: «İnsan hâli, dalgınlığa geldi» cümlesinde, «insan durumu, dalgınlığa geldi» denmez. «Hâlim yok yerine «durumum yok» denemez. «Ne hâlin varsa gör» yerine, «Ne durumun varsa gör» de denemez. «Bana bir hâl oldu» yerine, «Bana bir durum oldu» da denemez. «Bu Arapça kelime yerine konacak herhangi bir Türkçe karşılık o kelimeden daha yabancı hâline gelir.»
Sayfa 306 - Ötüken YayıneviKitabı okudu
Reklam
Genç okuyucunun ikinci sorusu da şudur: «Halk eğitiminde gaye aydının halka doğru gitmesi midir, halkın aydına doğru gitmesi mi?» Bu soruya bir fıkra ile cevap verilebilir: Fransa'da trenin birinci mevkiine binmeğe hazırlanan bir sosyaliste halk arasından biri sorar: «Halk için çalışıyorsanız, bizimle beraber üçüncü mevkie niçin binmiyorsunuz?» Sosyalist şu cevabı verir: «Biz sizin yanınıza gelmeye değil, sizi bizim yanımıza getirmeye çalışıyoruz.»
Sayfa 303 - Ötüken YayıneviKitabı okudu
Okullardaki Dilbilgisi kitaplarında «Söz» kelimesi, affedilmez bir hata olarak, «Kelime» karşılığıdır. «Sözlük» kelimesi de bu hâtanın çürük temeli üzerine kurulmuştur. (Dil Kurumunun sayısız yanılmalarından biri de budur). Söz, bir kelime değil, kelime dizisidir. Ata sözü veya önsöz birkaç, hattâ, bazı da yüzlerce kelimeden mürekkep olur. Tek kelimeli ata sözü veya önsöz olmaz. Edatların çoğu kelimedirler. Fakat tek başına manaları olmadığı için söz değildirler.
Sayfa 296 - Ötüken YayıneviKitabı okudu
Sanatkar
Sanatkâr kelimesinin bize güzel gelmesi iki sebebe bağlanabilir: Evvelâ, alışkanlık. Sonra «kâr» ekinin, «a» harfi hafif uzatılmak şartiyle, mânaya ihtişam veren sesinin zenginliği. Gramer bakımından yanlış olmayan sanatçı kelimesi, kullanış, zarafet ve tesir bakımından kaba, donuk ve alımsızdır.
Sayfa 284 - Ötüken YayıneviKitabı okudu
Şüpheden başlayıp inançta karar kılmayan ilmi düşünce yoktur.
Sayfa 283 - Ötüken YayıneviKitabı okudu
Reklam
530 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.