teoman'ın, ahmet erhan şiirinden bestelediği 'oğul' eşliğinde yapacağım bu incelemeyi. objektij olamayacağıma eminim. dün bu saatlerde ahmet erhan'ın ölümle uğraştığı alıntıları okuyordum ard arda. "ölüme karşı her zaman tiksintiyle karışık bir korku duydum. onunla böylesine çok uğraşmam belki de bundan ötürü."
yaşadığım kaybın hâlâ etkisindeki ruh halimle, ahmet erhan okuma isteğiyle dolup taştım. o an bu esere ulaşabildim, iyi ki de ulaşabildim. belirttiğim gibi, bilinçli seçtim, benim ruh halime hitap ettiği için, belki de hissettiklerini okumak iyi geldiği içindir, çok çok sevdim şiirleri. ahmet erhan'ın şairliği doğuştan, öyle çabasız, samimi, portakal kokan, sıcak, tanıdık, masmavi.
benzer hatta birebir yaşanmışlıklarımız, bakış açılarımız vardı, hep aynı fotoğrafları çekmişiz gibi hissettim. her mısrası anlamlıydı benim için. ahmet erhan'a 3 kelime versek bile şiir yazabilirmiş gibi, aynı; alışılmış kelimelerle bile çok derin şiirler yazabilmeyi başarmış çünkü. kısacası yüreğime inip çıkan bir kova oldu.