Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özgürlükten Kaçış

Erich Fromm

Özgürlükten Kaçış Sözleri ve Alıntıları

Özgürlükten Kaçış sözleri ve alıntılarını, Özgürlükten Kaçış kitap alıntılarını, Özgürlükten Kaçış en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Günümüzde, halkın büyük bir çoğunluğu ekonomik çarkı denetleyememekle kalmamakta, yaptıkları işte, yürekten gelen gerçek bir girişimcilik ve kendi-liğindenlik geliştirme fırsatından da yoksun bulunmaktadırlar. Bu in­sanlar bir işte çalıştırılmakta, “kullanılmaktadırlar”, onlardan, söyle­neni yapmak dışında hiçbir şey beklenmemektedir.
İnsanoğlu için neyin iyi ya da kötü olduğu sorunu, fizikötesi bir soru değil, insan doğasının çözümlenmesi temelinde ve bazı koşulların onun üzerindeki etkileri dikkate alınarak yanıtlanabilecek deneysel bir sorundur.
Reklam
Yaşama yönelik itki ne ölçüde engellenirse, yıkıma yönelik itki o ölçüde güç­lenecektir yaşam ne kadar gerçekleştirilirse, yıkıcılığın gücü o ölçüde azalacaktır.
..bir başka kişinin üstün güce sahip olduğu inancı, her zaman için görece bir üstünlük çerçevesinde algılanmalıdır. Bu, diğer kişinin gerçek gücün­den de kaynaklanabilir, kişinin kendi önemsizliğine ve güçsüzlüğüne olan inancından da.
... mazoşist isteklerin tek bir amacı vardır: bireysel benden kur­tulmak, kendini kaybetmek, başka deyişle, özgürlük yükünden kur­tulmak.
Mazoşist sapkınlıkta, kişi, bir başka kişinin kendisine acı vermesi sırasında cinsel heyecan duyar. Ancak mazoşist sapkınlığın görülen tek biçimi değildir bu. Çoğu kez istenen gerçek acı çekme değil, fiziksel olarak bağlanmak, çaresiz ve zayıf hale getirilmekle heyecan ve doyumun meydana gelmesidir. Mazoşist sapkınlıkta genellikle istenen “ahlâksal” olarak zayıflatılmak, küçük bir çocuk işlemi görmek ya da çeşitli şekillerde azarlanıp aşağılan­maktır.
Reklam
... bir erkek, karısına çok sadistçe davranır ve ona tekrar tekrar dilediği zaman çekip gidebileceğini, gitmesinin onu çok sevindireceğini söyler. Çoğu durumda kadın gitme girişiminde bu­lunmaya cesaret edemeyecek kadar ezilmiştir, dolayısıyla her ikisi de erkeğin söylediklerinin doğru olduğuna inanmayı sürdürürler. Ama kadın, adamı terk edeceğini açıklama cesaretini bulabilirse, ikisinin de beklemediği bir şey olabilir: erkek yıkılır, çaresizlik içinde kıvran­maya ve kendisini bırakmaması için kadına yakarmaya başlar, kadına onsuz yaşayamayacağını, onu ne kadar sevdiğini falan söyler. Genel­likle, kadın zaten kendini ortaya koymaktan, fikrini savunmaktan kor­kan bir kişi olduğundan, ona inanmaya hazırdır, fikrini değiştirir ve kalır. Bu noktada oyun yeniden başlar. Adam eski davranışını tek­rarlar, kadın onunla kalmanın giderek daha güçleştiğini görür, gene patlar, adam gene yıkılır, kadın kalır, ve bu böyle devam eder durur.
İnsanlar, kendi ulusları tam anlamıyla savaşa girmeden bunun bilincine varmayabilirler gerçi ama, gene de savaş tehdidi, yaşamlarım karartmakta, korkularını, bireysel güçsüzlük duy­gularını artırmaktadır.
İşsizlik yaşlılık korkusunu da artırmıştır. Çoğu işte, genç, hatta, tecrübesiz de olsa, kolayca uyarlanma yaşını geçme­miş kişiler aranmaktadır: yani, belli bir düzenekte, kolaylıkla küçük birer dişliye dönüştürülebilecek, kalıba dökülebilecek insanlar yeğlenmektedir.
Birey daha yalnız, daha soyutlanmış hale geldi, kendi dışındaki ezici büyük güçlerin elinde bir araç haline geldi; bir “birey”e dönüştü ama şaşkın ve güvenlik duygusundan yok­sun bir birey oldu. Altta yatan bu güvensizliğin apaçık dışavurulmasını yenmesine yardımcı olacak etmenler yok değildi.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.