Özgürlükten Kaçış sözleri ve alıntılarını, Özgürlükten Kaçış kitap alıntılarını, Özgürlükten Kaçış en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Günümüzde insana en çok acı veren, yoksulluk değil, büyük bir çarkın küçük bir dişlisi, bir robot haline gelmiş olmak ve yaşamın boş ve anlamsız olmasıdır.
§
"Ruhbilimde kendini suçlama ve aşağılama mekanizmalarının nasıl işlediğini bilen herkes, bu tür 'alçakgönüllülüğün' şu ya da bu nedenle dış dünyaya yöneltilmesi engellenmiş kişinin kendisine karşı işleyen şiddetli bir kinden kaynaklandığını bilir."
§
§
"Mazoşist istekler de sadist istekler de, bireyin o dayanılmaz yalnızlık ve güçsüzlük duygularından kaçmalarına yardım etme eğilimindedirler.
Mazoşist kişiler üzerinde yapılan ruhçözümler ve diğer deneysel gözlemler, bu kişilerin yalnızlık ve önemsizlik korkusuyla dopdolu olduğunu gösteren pek çok kanıt sunmaktadır. Bu duygu çoğu kez bilinçli değildir, genellikle ödünleyici özellik gösteren önemlilik ve kusursuzluk duygularıyla örtülüdürler. Ancak, böyle bir insanın bilinçaltı işleyişine yeterince dalındığında, bu duygu kesinlikle karşımıza çıkar."
Ruhçözümcüler de içinde olmak
üzere birçok ruh hekimi, asla yeterinden fazla üzgün, aşırı öfkeli ya da
heyecanlı olmayan bir “normal” kişilik tablosu oluşturmuşlardır.
Mazoşist ve sadist
eğilimlerin görünürde çelişik olmalarına karşın her zaman için bir arada bulundukları olgusunu vurguladı. Ancak, mazoşist görüngüyle ilgili
kuramsal açıklamasını değiştirdi. Kişinin kendisine ya da başkalarına
yöneltilebilecek doğuştan gelme bir yok etme eğiliminin var olduğunu
varsayan Freud, mazoşizmin ölüm içgüdüsü denen şeyin bir ürünü
olduğunu öne sürdü. Hatta, dolaysız olarak gözlemleyemediğimiz bu
ölüm içgüdüsünün, cinsel içgüdüyle birleştiğini ve bu bileşimde,
kişinin kendisine yöneltildiğinde mazoşizm, başkalarına yöneltildiğindeyse sadizm şeklinde göründüğünü öne sürdü.
Birey, kendisini dış dünyaya bağlayan —simgesel— göbek bağından ne ölçüde kurtulmuşsa, o ölçüde özgürdür; ya da kurtulmadığı ölçüde özgürlükten yoksundur.