yazarımız bu eserinde harika bir polisiye konusunu ele almaktadır lakin şu sıralar polisiye okumadığımdan daha doğrusu okuyamadığımdan dolayı kitabı yarı bırakmak zorunda kaldım başka bir zaman inşallah bitiririm ama bu ara okumaya niyetim yoktur kitap yazım tarzı kötü diye değil şu aralar bu tarz kitaplar okuyamadıgımdan dolayı yarıda bıraktım
Kitap başkarakter David Raker’in karısını kanserden kaybetmesiyle başlıyor. Karısının ölümünü atlatamamış eski gazeteci David’in, bir gün Mary’nin gelip kendisinden beş yıl önce kaybolan ve bir yıl önce ölen oğlu Alex’i sokakta gördüğünü ve bulmasını istediğini söyleyince hayatı değişiyor.Ve bu teklifi kabul ediyor David....Ahhh keşke etmeseydi dediğim o kadar bölüm oldu ki ...
Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen harikaydı....Bazı bölümler vardı ki akla zarar,uyku kaçıran cinsten.....Demem o ki polisiye/ gerilim sevenler hiç durmayın David Raker serisi kaçmaz....
"Duyduğu ilk şey rüzgar sesiydi....Başlangıçta uzaktan gelir gibi ,ama sonradan dikkatini sese verdikçe daha gürültülü....Gözlerini açtı....Oda yavaşça etrafında dönüyor,başını yastığın üzerinde hareket ettirdikce duvarlar üzerine geliyordu....
Ben öldüm mü?"
"Bir yıl önce,Alex Towne'nın cesedi bulundu....
Bir ay önce,annesi Alex'i sokakta gördü...
Bir hafta önce,David Raker onu aramaya karar verdi.....
Şimdi ise ,bu kararı almamış olmayı diliyor.."
Kitaptaki polisiye ögelerini yadsıyamayız fakat kitabı iki bölüm halinde düşünecek olursak, ilk kısmını polisiye, ikinci kısmını ise psikolojik gerilim olarak niteleyebiliriz. Hikaye olarak da, final olarak da tatmin ediciydi.
Okuduğum üçüncü Weaver ve aynı zamanda 'David Raker' macerası.
Raker, kayıpları bulmada Müge Anlı ile beraber çalışsa, ortaya ölüm kombinasyonu çıkar ve kimse kaybolmaya tenezzül bile edemez :)
Neyse konuya geçelim..
Altı yıl önce kaybolan Alex'in cesedi, bir yıl önce yanan bir arabanın içinde bulunur. Ceset yandığı için teşhis zorlaşmıştır. Bunun üzerine
Annesi onu bir hafta önce gördüğünü iddia eder.
Raker işi başta almak istemez. Gerekçesi, Alex'in annesinin, duygusal düşündüğünü ve gördüğü şeyin benzetme ya da göz yanılması olabileceğini düşünmesidir.
Sonuç olarak istemeyerekte olsa işi alır.
Olayın araştırmaları ilerledikçe Alex'in sırları da bir bir açığa çıkmaktadır.
Acaba Alex, annesinin sandığı kadar masum mudur?
-- Raker ile maceraya başlarken kayıp kişinin hayatı hakkında bilgiler hızlı bir şekilde veriliyor ve ardından bitmek bilmeyen diyaloglar başlıyor. Sanırım Weaver'in tarzı tamamen bu şekilde.
Kendine has anlatımını oluşturan Weaver'in yeri benim için çok ayrı. Keyif alarak okuduğum yazarlardan.